11.06.2020, 09:58

YIL 1955: “BİZİM HEPİMİZDE BUNLARI GÖRÜNCE AMERİKA’LILARA KARŞI NEFRET UYANDI İÇİMİZDE!”

Washington Post yazarı Andrew Freedman  daha 15/20 gün kadar önce  “ABD dünyanın en büyük gücüdür.   Çünkü askeri ve ekonomik gücüyle ülkelere acı çektirtebilir ”gibi bir şeyler söylüyordu. Bugün ne düşünüyor bilmiyorum. Hakikat şu:  ABD haydut bir  devlettir. Elindeki ordu gücüyle 2. Dünya Savaşı’ndan  beri   sınırları dışında haydutluk etmektedir.  Amerika kıtasına çıkarak acımasızca yerlileri katleden ataları da hayduttu!  

 Trumpt denen adam zalim olmasına zalimdir ama kanaatim o ki,  kendi doğrularıyla  ABD halkının yanındadır   ve   zenginleşerek halkının sorunlarına çare olunacağını düşünmektedir. Bu amaçla derin ABD’nin  yani bir takım finans odaklarının tekerine çomak sokmuş ve içeride büyük bir savaş başlatmıştır. Şimdilik onlara  direniyor!  Demem o ki;  Hugo Chavez’in, Sean Penn’e dayandırarak ifadeye koyduğu Fox News’in aptal insanlarının  göstermek istediği gibi değil durum!  Bir haber ajansının  adının  Fox kelimesini içermesi    bütün dünyada başlı başına bir sorundur!

 Trumpt aptal bir adam değil. Hatırlayın.   15 Temmuz darbe girişiminden sonra Pentagona ve ABD’yi elinde tutan güce direnmeye çalışmıştı. Örneğin Fethullah Gülen’i     iade edelim gitsin,  bu nedenle Türkiye ile karşı karşıya gelmeye değmez  mealinde sözler söylemişti.   Derin ABD  karşı çıktı. İlişkilerde ABD’nin etken  Türkiye Cumhuriyeti  Devleti’nin edilgen konumda olması  alışılmış ve bilindik bir gerçekti! Eşit şartlarda Türkiye ile  masaya oturmak olmazdı!   Efendi- köle denklemi bozulurdu!  İkna oldu Trump!  Galiba şizofrenik ruhunu okşayan  en zayıf noktasından, çakma ABD’nin çakma  milli egosundan da  nüfuz ettiler kendisine!     

  Trumpt, füze krizi sırasında  kendi derinlerine  Türkiye’ye neden Patriot füze sistemi satmadınız diye de sordu.  Hak verdi Türkiye’ye! Siz satmasanız adamlar elbette alır S/400 demeye getirdi ve hatta  hesap sormaya kalktı.  Parasıyla bir malı satmamayı işadamı mantığıyla anlamıyordu!  Buradan da geri bastırdılar. Bu arada gitti, güvenliğinizi ben sağlıyorum bahanesiyle  Arap ülkelerinin  bir trilyon dolarına çöktü.! Bu parayı ABD orta sınıfına aktararak orta sınıf siyahların dahi desteğini  aldı.

Fakat şu anda ABD’nin iflah olmaz hastalığı ırkçılık  hortladı. Aslında hortlamadı    daha görünür ve/veya gösterilir oldu! Olay muhtemelen kendiliğinden (spontane) başladı. Fakat hemen arkasından ABD  ciddi  provokasyonlara sahne oldu. Gördüğüm kadarıyla   Trumpt’ın iktidarından rahatsız olanlar  bunu fırsata çevirmeye çalıştı ve çalışıyor. Ülkemizde Gezi olaylarının önü alınamaz hale getirilişini hatırlatan provokatif  bir çok sahne yaşandı ABD’de!

Gelinen noktadan  ABD kurtulsa ne olur? Bir müddet daha gidebilir. O  kadar! Zira ABD’nin çöküş süreci on yıllar önce başlamıştı.  Belki de biyolojik ömrünü tamamladığını gördükleri için kuranlar,  kurdukları gibi kontrollü olarak yıkacaklar çok uluslu şirketler  topluluğu  ABD’yi!   Ortadoğu’da  Irak’ın işgali, Mısır Darbesi ve bazı diktatörlere verilen aleni  destekler, dünya halklarının  birbirine kırdırılması ABD’nin  nefesini çoğaltma çabalarıydı.  Ancak bu iletişim çağında yapılanlar nefes olmak bir yana,  ABD’nin zehirli gaz solumasına neden oldu.

İşin esası şudur. Batı gerçekten hastalıklı bir coğrafyadır.   Sezgin  Kızılçelik adlı bir akademisyenin  Batı bataklığı isimli eserinin tanıtımında aynen şunlar yazar. “Bu eserde, Batı'nın vahşeti ve onun yol açtığı bataklık tahlil edilmiştir. Batı'nın niçin uygar değil, barbar olduğu, onun neden ve nasıl bataklığın merkezi haline geldiği sorgulanmıştır. Barbarlıkla ve bataklıkla değil, uygarlıkla ve bayındırlıkla özdeşleştirilen Batı'nın makyajlı yüzünün ne denli çirkin olduğu gözler önüne serilmiştir. Batı'nın çirkinliği, onun güzel olduğunu düşünenlere gösterilmiştir. Batı'nın kötülük makinesi olduğu, şiddet, katliam ve öldürme aygıtı haline geldiği, ürettiği her türlü kötülüğü dünyaya yayarak onu bir bataklığa dönüştürdüğü gösterilmeye çalışılmıştır. İnsanlığın Batı'yla büyük bir bataklığa battığı, Batı bataklığına sonuna kadar saplandığı ele alınmıştır. Kısacası, faşizmin Batı'nın ruhunu sarmalamış olduğu ayrıntılı olarak tartışılmıştır. Batı uygarlığının barbarlığını merak edenlere.”

Bu  değerlendirmeye katılmamak mümkün mü? Batı bataklıktır ve müdahil olduğu her coğrafyayı bataklığa çevirir. Bu tespitin arkasından   kendi kültürümüzü ve tarihimizi ululayacak ve övecek değilim. Samimiyetini kaybetmiş hamasi söylemlerin iğrençliği ve  ülkemizi getirdiği nokta açık! Topyekûn Ortadoğu’nun ve Doğu dünyasının da iflah olmaz dertleri, ciddi sorunları ve gerçekten hayati önemde zihinsel problemleri var. Bu problemler idrak edilmeden  ve uygun çözümler üretilmeden bizim sırtımız yerden kalkmayacaktır.

Bununla birlikte  bizim problemlerimiz mahiyet itibariyle Batı’ya benzemez. Farklı etnik ve dini yapılarla  beraber yaşama bilincini, yüzyılları binyılları aşırarak tarihin derinliklerinden, getirmiş ve  tarihin bu kesitinde bocalamış ve kafası karışık bir toplum haline gelmişiz.  Ancak  bizim kültürümüzde hayat hakkına tecavüz meşru bir ÖTEKİ yoktur! Bu çok önemli bir avantajdır!

İşte bu noktada,     ülkemizin yetiştirdiği en büyük değerlerden biri olan sevgili hocam Prof.Dr. Nejat Göyünç’ün tarihe bıraktığı bir vesikayı  sizlerle paylaşacağım. 1 Temmuz 2001’de vefat eden Nejat GÖYÜNÇ’ün öğrencisi Zeki ARIKAN, Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi’ndeki  hocaya dair maddede Nejat Hoca’yı   “Nezaketi, insanlarla çok rahat ilişki kurması, ilmî titizliği ve kararlılığı ile tanınıyordu” şeklinde tanımlar.   Ama hoca bunun da çok ötesinde vasıfları haiz bir Türk aydınıydı.

             Doğrusu hayatımı  her ideolojinin tüccarlığını yapan insanlarla mücadele ederek  geçirdim. Bu ülke  Atatürk satan sözde Atatürkçülerden de çok çekti.   Eskiden bu tür bir Atatürkçülük tam anlamıyla bu modaydı!  28 Şubatta Atatürk ismini kendilerine perde yapanlar  bankaları boşalttılar.  

            Yakın tarihte Selçuk Parsadan diye bir dolandırıcı yaşadı.  Gençler internette şöyle bir dolaşıp, Parsadan’ın  Atatürk adını kullanarak ve  paşa numarası çekerek deve dişi gibi  siyasileri nasıl dolandırdığını okusunlar.  Başbakanlığı döneminde   Tansu Çiller’i aldatarak  ve alet ederek örtülü ödeneği dolandırmış böyle  bir tipi yaşatan sosyal ve siyasal kültürü sorgulasınlar! Yakın tarihte Atatürk istismarcılığı işte bu boyutlardaydı.  Balık hafızalar unutmuş olabilir. Hatırlatalım!

Hoş şimdi de   dini ve milli duyguları satıp paraya çevirenler revaçta!  En  iyimser değerlendirmeyle fikri takipleri olmadığı  en üstten en alta ciddi aldatılma potansiyeliyle maruf  halkımız  2.5 milyon takipçisiyle  Cüppeli’nin nurundan aydınlanıyor!   Dini değil aynı zamanda siyasi bir deha olan Cüppeli de Çin sevdalısı, Rus muhibbi   Prinçek’e övgü düzüyor!

 Halka kabir azabından koruyan kefen, rüyada peygamber gösteren terlik vb nitelikli dolandırıcılık mahsulü metaları cennet vaadi ile  satanların etkisinde haram paralar üstünde milli davalar konuşuluyor, yapılanıyor!   Neyse bu da  çok geniş ve ayrı bir bahis…

Bana bugüne kadar   tespit ettiğin samimi bir Atatürkçüleri say deseler,   beşi geçmez. Bunların başında da hiç tereddüt etmeden Rahmetli Nejat Hoca’yı sayarım.   Bu konularda çok sohbet ettik ve beraberce değerlendirmelerde bulunduk.   Atatürk’e tapmıyordu! Ancak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu olarak Atatürk’e çok derin bir sevgi ve saygı besliyordu. Cumhuriyetin kuruluşundan iki yıl sonra   doğmuş, kuruluş şartlarını bilen, devletin okuttuğu bir yetim çocuğu olarak  en üst düzey milli bir  bilince sahipti! Çocukluğunda Nene Hatun’u Erzurum sokaklarında tezek ve yakacak odun toplarken görmüş içi yanık bir adamdı! Hasılı   1925 doğumlu   yokluklar neslinin hürriyet aşığı bir aydınıydı.

Nejat Hoca 1955 yılında  Millî Eğitim Bakanlığı’nca  ABD’deki orta öğretim kurumlarında inceleme yapmak üzere bir grup öğretmenle birlikte ABD’ye gönderildi. 22 milyonluk  Türkiye’den 166 milyonluk Amerika Birleşik Devletleri’ne,   ülkesinden nüfus gücü olarak 7.5 kat fazla bir ülkeye gitmişti.  Bugün ABD nüfusu 2019 verilerine göre 328 milyon. Türkiye’den tam 4 kat daha fazla nüfusa sahip. O günden bugüne  nüfus gücü   farkını   neredeyse yarı yarıya  kapattık ama bilim ve teknolojide maalesef bu mahareti gösteremedik!

Nejat Hoca ABD’gezisinden  eşi Ayten Göyünç hanımefendiye  izlenimlerini anlatan mektuplar yazdı.  18 Nisan 1955 tarihli mektubunun  bir bölümünü  sunuyorum. İbretle okuyunuz!

Canım karıcığım;

Dün otobüste yazdığım mektubu yine hemen oracıkta yolladıktan sonra, üç saat süren bir yolculuğu müteakip İllinois devletinin ikinci büyük şehri -Chicago’dan sonra- Peoria’ya geldim. İstasyonda beni Henry High School’unun müdürü Mr.Kenneth Brown karşıladı. Genç, otuzbeş yaşlarında kadar bir adam. Yanında ihtimal ilkokula devam eden oğlu da vardı. Otomobili ile bir saatte Henry’ye geldik. Bana önce mektebi gezdirdi. Hani Amerika’da pek çok mektep gördüm, fakat bu kadar hoşuma gideni olmamıştı. Tekmil duvarları cam. 135 talebesi varmış. Lakin mektep büyük yapılmış. Bazı dershaneler halen kullanılmıyormuş. 11 tane de hocası varmış.

Okulu gezdikten sonra beni İngilizce hocası Mr. John Sears’ın evine getirdi. Mr. ve Mrs. Sears  31 yaşında, genç bir karı-koca. Henüz çocukları yok. Lakin Mr. Sears ümit ettiklerini söyledi. Bana bir oda ayırmışlar. Akşam hayli konuştuk, 10.30’a kadar. Bir de gazeteci arkadaş hanımıyla beraber gelmişti. Yemekte Mr. Sears bana “Türkiye’nin nüfusu ne kadar?” diye sordu. Ben de 22 milyon olduğunu söyledim. Bana tekrar sordu “hepsi erkek mi?” diye. Ben yine “bir kısmı erkek, bir kısmı kadın” diye cevap verdim. Bu sefer “hepsi evli mi?” diye sordu. “Bir kısmı evli, bir kısmı bekar, bir kısmı boşanmış, bir kısmı da çocuk” dedim. Bu adam tam Amerika’lı.  Sorduğu sualleri küçük çocuk sorar ancak…

Akşam misafirler gittikten sonra senin örtünü evin hanımına hediye ettim. Zira bir hafta kalacağım ve para almayacaklarmış. Bunu müdür yolda söylemişti.

Sabahleyin de erken kalktım, sana yeni bir mektuba başladım. Akşam yemekteki konuşma esnasında söylemiştim, malum geçen hafta Florida’ya gitmiştik. Amerika’nın güneydoğu eyaletlerinde zenciler oturur. Vaktiyle bunlar Afrika’dan getirilmiş, esir olarak pamuk tarlalarında çalıştırılmışlar. Otobüsümüz bir istasyonda duruyor. Gözümüze ilk çarpan da “colored waiting room” “colored ticked window” “colored men’s room” vesaire. Yani zencilere mahsus bekleme odası, bilet gişesi ve hela. Hatta kilise bile vardı. Okullar da caba. Bizim hepimizde bunları görünce Amerika’lılara karşı nefret uyandı içimizde. Yemekte hoş tarafını söyleyip, bunu anlayamıyorum dedim. Münakaşayı önüme dondurma tabağını uzatıp kestiler ve lafı değiştirdiler.”

Başka söze hacet var mı bilmiyorum. Nejat Göyünç  o gün, 29 yaşında bir öğretmen olarak,  ABD’de aydın  eğitim uzmanlarının ırkçılığını yüzlerine vurup açıklama istemiştir!  En ufak bir aşağılık duygusu ve kompleks yaşamamıştır!    Gördükleri   karşısında, Türkiye Cumhuriyetini temsil eden genç öğretmenlerin ortak duygusu olarak    “Bizim hepimizde bunları görünce Amerika’lılara karşı nefret uyandı içimizde,”   cümlesi her şeyi açıklamaktadır.

 Yokluklar ve zaruretler  içindeki  genç Cumhuriyetin genç öğretmenlerinin psikolojik üstünlükle dile  getirdikleri   bu duygu ve  Hakka dayanan  haklılığın  getirdiği hesap soran tavır,  elan  bu coğrafyanın temeli ve  gücüdür! 

Oysa bu gezi ABD’li bir vakıf  tarafından, Türk öğretmenlerinin  ABD’ye hayranlıkları artsın, ABD’ye hayran nesillerin yetişmesini sağlayalım nihayetinde zamanla devşirelim,   diye finanse edilmişti!

Ne var ki bu kültürün kökleri böyle bir yaklaşıma karşı  aşılıdır! 1946 yılından beri ABD’nin kucağına oturmuş, eğitimden teknolojiye, tarımdan siyasal organizasyonlarına kadar ABD tarafından dizayn edilmiş bu milletin % 90’ı ABD  karşıtı ve hatta düşmanıdır! Neden ve nasıl?  Halbuki çok yatırım yapmışlardı!  Ülkemizde nesiller değişti.    ABD’ye nefret baki kaldı!   ABD’li Sosyal Bilimciler bu konuyu henüz çözebilmiş değiller! 

Bu konuda neden sonuç alamadıklarına dair bir tespitimi de ifade edeyim Bu millet 1.800.000 km’lik bir coğrafyadan 783.562 km karelik   bir vatana sıkıştırılmıştır. Ortadoğu’da yüzyıllarca uzun süreli barışı yaşatan kültürün ürünüyüz.  Batılılar dahi  bu dönemi  Pax Ottomana, (Osmanlı Barışı) olarak tanımlamıştır. Yaklaşık 2.000.0000 km karelik alandaki tüm krizler Anadolu’yu çok yakından  rahatsız eder. O coğrafyaların  sinir uçları Anadolu’dadır.  Bugün ABD s   tüm bu coğrafyaların altını üstüne getiriyor ve  zulüm ediyor. Sonra  bu kadar yatırım yaptığımız Anadolu coğrafyasında  neden bize  kin duyuyorlar diye soruyor?  Anadolu’nun çocukları ise ABD’den yenen kazıkların çetelesini tutup gününü bekliyor!

Sonuç olarak kültürümle iftihar ediyorum. Biliyorum ki, ırkçılık bir felakettir ve ırkçı toplumların huzur bulması mümkün değildir. Sonuçta   helak olması ise kaçınılmazdır.

Ne yalan söyleyeyim ABD’de yaşananlara üzülmüyorum. İnsan yanımı öldürmemek için sevinmiyorum da! Yine itiraf edeyim. Dünya’da ABD o kadar çok zulüm biriktirdi ki, olanlara sevinmeme konusundan nefsime çüş demekten yorgun düştüm!

Bu vesileyle    Rahmetli Nejat Hocamı ve rahmetli eşi Ayten teyzemizi rahmet ve minnetle anıyorum. Rabbim onları cennetlerinde ağırlasın.

Yorumlar (0)
8
parçalı bulutlu
Namaz Vakti 21 Mayıs 2025
İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 89
2. Fenerbahçe 34 81
3. Samsunspor 34 60
4. Beşiktaş 34 59
5. Başakşehir 34 54
6. Eyüpspor 35 50
7. Trabzonspor 34 47
8. Göztepe 34 47
9. Kasımpaşa 34 46
10. Konyaspor 34 46
11. Kayserispor 34 44
12. Antalyaspor 34 44
13. Gaziantep FK 34 43
14. Rizespor 34 43
15. Alanyaspor 34 39
16. Bodrum FK 34 36
17. Sivasspor 35 35
18. Hatayspor 34 23
19. A.Demirspor 34 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 38 72
2. Gençlerbirliği 38 68
3. Karagümrük 38 66
4. İstanbulspor 38 64
5. Bandırmaspor 38 64
6. Erzurumspor 38 64
7. Boluspor 38 61
8. Iğdır FK 38 58
9. Amed Sportif 38 57
10. Ahlatçı Çorum FK 38 54
11. Ümraniye 38 53
12. Esenler Erokspor 38 52
13. Sakaryaspor 38 51
14. Keçiörengücü 38 51
15. Manisa FK 38 48
16. Pendikspor 38 48
17. Ankaragücü 38 48
18. Şanlıurfaspor 38 40
19. Adanaspor 38 30
20. Yeni Malatyaspor 38 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 37 83
2. Arsenal 37 71
3. M.City 37 68
4. Newcastle 37 66
5. Chelsea 37 66
6. Aston Villa 37 66
7. N. Forest 37 65
8. Brighton 37 58
9. Brentford 37 55
10. Fulham 37 54
11. Bournemouth 37 53
12. C.Palace 37 52
13. Everton 37 45
14. Wolves 37 41
15. West Ham United 37 40
16. M. United 37 39
17. Tottenham 37 38
18. Leicester City 37 25
19. Ipswich Town 37 22
20. Southampton 37 12
Takımlar O P
1. Barcelona 37 85
2. Real Madrid 37 81
3. Atletico Madrid 37 73
4. Athletic Bilbao 37 70
5. Villarreal 37 67
6. Real Betis 37 59
7. Celta Vigo 37 52
8. Rayo Vallecano 37 51
9. Osasuna 37 51
10. Mallorca 37 47
11. Real Sociedad 37 46
12. Valencia 37 45
13. Getafe 37 42
14. Alaves 37 41
15. Girona 37 41
16. Sevilla 37 41
17. Espanyol 37 39
18. Leganes 37 37
19. Las Palmas 37 32
20. Real Valladolid 37 16