Mavi Marmara baskınında İsrail’i kınayamayan rektöre İsrail Dostu genel sekreter geliyor.. Üstelik bu kişi İsrail’e Uşaklı zengin çocuklarını götüren ve onlarla çok samimi görüntüler veren bir isim.. Üstelik bu kişi bu geziyi ortaya çıkaran www.usak.tv sahibi kazım Şen’e tornavidayla saldıran ve sen kimsinde cemaatle uğraşıyorsun diyen bir kişi.. Evet Mehmet Gerik’ten bahsediyoruz.. Hakkında Valilik tarafından soruşturma açılan ve bu soruşturma sürerken Uşak Üniversitesi Yönetimini ele geçirmek için düğmeye basan Cemaat tarafından Üniversitenin Genel sekreterliğine getirilmek istene Mehmet Gerik Milli eğitim’den ilişiği kesti. Mehmet Gerik önce Uzaktan eğim Meslek Yüksek okulu sekreterliğine getirilecek ardından da Genel Sekreter yapılacak. Yıllarca Milli Eğitim Müdür yardımcılığı yaptıktan sonra 76. Maddeden Abdülkadir Kılavuz Anadolu Öğretmen Lisesine Müdür yapılan Gerik bu atamaların mahkemelerden dönmesi ile Uşak Bilim Sanat Merkezine Müdür vekilliği yapıyordu. Cemaatte memur kanadında oldukça söz sahibi olan Mehmet Gerik İsrail’in Mavi Marmara yardım gemisine saldırması ve 9 kişiyi şehit etmesin hemen ardından Uşaklı zengin aile çocuklarını İsrail’e götürerek burada 25 kadar kalması ile dikkat çekmişti. Bu geziyi www.usak.tv ortaya çıkarmış ve haber yapmıştı. Ancak bu sırada Devletin valisi Cemaatin bir numarılı işadamı ile Güney Afrika gezisinde olduğu için bu gezi için soruşturma açamamıştı yada açtırmamaıştı. www.usak.tv nin ulaştığı aileler çocuklarının devlet projesi için İsrail’e gittiğini iddia ediyorlardı. Oysa bu gerçekte tamamen cemaatin Mehmet Gerik’in organizasyonuydu..

            Bu haberler üzerine Cemaat ile sıkıntılar yaşayan Mehmet gerik www.usak.tv sahibi kazım Şen’e mesaj yazarak “Şerefli bir basın mensubu isen haberin doğrusunu benimle görüşerek mesaj yazarsın” diyerek cep telefonu mesajı ile davet etmiş ardından ésen kim oluyorsun da cemaatle uğraşıyorsun, cemaat seni yok eder” diye küfürler ederek tornavida ile saldırmıştı.

            Bu saldırıdan sonra Savcılık Mehmet Gerik hakkında dava açarken Vali Özdemir Çakacak’ta soruşturma açtırmıştı.

            Hakkındaki dava ve soruşturma devam ederken Mehmet Gerik yine yaptı yapacağını.. Üniveriste Yönetini ele geçirmek için harekete geçen Cemaat tarafından Üniversiteye genel sekreter yapılmak için harekete geçildi. Hazım SESLİ’nin fabrikasından çıkmayan, yıllardır onun danışmanlığını yaptığı bilinen ve geçtiğimiz aylarda rektör Danışmanlığına getirilem Mehmet Emin Yüksekkaya gibi Mehmet Gerik’de Genel Sekreter yapılmak üzere Üniversiteye geçiriliyor. Mehmet Gerik bakanlıktan muvavakatnmesini aldı ve Uşak Üniversitesine Uzaktan Eğitim Meslek Yüksek okuluna sekreter olmak üzere işlemler başladı. İddialara göre Mehmet Gerik buradan da Genel sekreter yada Personel Daire Başkanı yapılacak.  Şuanda kadrosu genel sekreter olan fakat başka bir göreve atanana Aziz Bayrakdar bu makamı boşaltmadığı için genel sekreterliğe başka birisim vekalet ediyor.

            Bu arada Cemaat Rektör Adnan Şişman’ı da iyice ablukaya almış durumda. Uşak Üniversitesine yapılmakta olan Cami Derneğinin başında da Cemaat’in ağır topları bulunuyor.

SÖZDE ATÜRKCÜYDÜ ŞİMDİ CEMAATE TESLİM OLDU

Adnan Şişman Rektör seçilmeden önce yapılan seçimlerden 2. çıkmştı.  Kendini rektör olarak atatabilmek için çalmadık kapı bırakmamıştı. Adnan Şişman o zamanlar şimdi cezaevinde bulunan ADD Eski genel başkanı Şener UYGUR ile bile görüşmüş zamanın Cumhurbaşkanı Ahmeh Necdet SEZER’in akrabasını seçimdem sonra Genel Sekreter bile yapmıştı.

            Ergenekon zanlıları tarafından organize edilen Sözde Cumhuriyet Mitinglerinde de en ön saflarda yer alan Adnan ŞİŞMAN CHP Milletvekili Osman Coşkunoğlu ile de çok samimi görüntüler vermişti.

            Ahmet Necdet SEZER görev süresini tamamlayınca onun yakını olan genel sekreter adeta kapı önüne konmuştu.

            Bir ara Üniversitede Ülkücülere özel imtiyazlar tanıyan Adnan ŞİŞMAN ibrenin tamamen Ak Partiye döndüğünü görünce AK Partiye yanaştı. AK Parti Uşak Milletvekili Nuri USLU’nun kızını Üniversiteye usulsüz bir şekilde öğretim görevlisi olarak Adnan ŞİŞMAN AK Parti İl Başkanı Hilmi ALPER ile de çok samimi oldu. Sık sık ikili üniversitede bir araya gelirken Ak Parti bir çok toplantısını Üniversite yerleşkesinde yaptı. Hilmi ALPER’in Uşak üniversitesine Genel Sekreter yapılmak istendiğini www.usak.tv yazınca ve Hilmi ALPER partide herkesle küsünce Adnan ŞİŞMAN bu defa Hilmi ALPER’den uzaklaşarak cemaate yaklaştı.

            Cemaat ilk olarak Üniversiteye Cami yaptırmak için harekete geçti. Kurulan Cami yaptırma Derneğinde Cemaat’in en düzey kişileri yer aldı.

            Bu arada Adnan ŞİŞMAN ile cemaat arasında çok sıkı görüşmeler başladı. İddialara göre Cemaat’in en düzeyde bulunanları Adnan ŞİŞMAN’e 2. dönem rektörlük için söz verdi. Ancak onlarında şartları vardı. Cemaat Üniversite yönetiminde söz sahibi olmak istiyor ve kritik görevleri istiyordu.

Bu isteklerden ilki gerçekleşti ve Yıllardır SESLİ’nin danışmanlığını yapan ve adete SESLİ’nin fabrikasındna çıkmayan Karahallı Tekstil Meslek Yüksek okulu müdürü Mehmet Emin YÜKSEKKAYA Rektör danışmanlığına getirildi.

            İkinci istek olarak da Genel sekreterlik yada Personel Daire Başkanlığı Cemaatten bir isim Mehmet Gerik’in Üniversiteye geçirilmesi işlemi başlatıldı.

            www.usak.tv nin ortaya çıkardığı olay Uşak’ta adete bomba etkisi yarattı. Uşak Üniversitesi adeta karıştı. Üniversite’de cemaat’in söz sahibi olmasından rahatsızlık duyan Öğretim grevlileri adeta isyan ederken bu operasyonun ortaya çıkması cemaati de oldukça rahatsız etti.

PEKİ CEMAAT GERÇEKTEN ADNAN ŞİLMAN’A 2.DÖNEM İÇİN DESTEK OLACAK MI?

Aslında Cemaatte Adnan ŞİŞMAN’ın 2. dönem kazanamayacağını çok iyi biliyor. Ancak Adnan ŞiŞMAN’I kırmadan gelen rektörle çok iyi pazarlık yapabilmek için Üniversitenin kritik yerlerine adamlarını yerleştirerek gelen rektörle pazarlık gücünü arttırmak istiyor..

Cumhuriyet mitingi gibi kep töreni yapmıştı

25.07.2009 tarihinde Millet iradesinin önüne geçmek  için  Adnan Şişman’da tüm üniversiteyi harekete geçirdi.  Her sene yapılan ve öğrencilerimizin sevincinin paylaşıldığı mezuniyet törenini meclis iradesine karşı bir kalkışmaya döndürdü. Bütün öğrencilerin ve öğretim elamanlarının  eline bayrak verip  şehir stadında yürüttü.  Uygun adım bütün üniversiteyi arkasından yürüten rektörün yüzündeki ifadeye ve hırsa bakın. Bu milletin fertleri  rektörün elindeki bayrak için,   gözünü kırpmadan ölüme gider. Ama o bayrağı  milletine ve millet iradesine karşı sallamaz.   Aynı gün rektör  (25.05.2007)  millet idaresinin önüne bir Atatürkçülük paravanı koyarak demokrasi düşmanlığını belgelendiren bir konuşma yapmıştı.. Sayın Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmemesi için bir tepki olarak ortaya koyduğu  ve meclis iradesini hiçe saydığı konuşmasında “cumhuriyet ve demokrasi sınırsız bir meşruiyet alanı değildir, uzlaşmaya mecbursunuz” anlamındaki  cümleleri  “millet iradesine dayalı iktidarı,  sayısal olarak ifade edilen toplumsal kesimleri yok sayarak demokrasiyi iktidarın dünya görüşleri çerçevesinde kullanmakla” suçladı. Millet iradesini bir anlamda tehdit etti