Afyonkarahisar’ın Düşman İşgalinden Kurtuluşu’nun 93. Yıl Dönümü

Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, kentin “Düşman İşgalinden Kurtuluşu”nun 93. yıl dönümü kutlama töreninde yaptığı konuşmada, “Milli iradenin tecellisiyle, dar çevreye hapsedilmiş devlet imkanlarının, artık vatandaşın refahı için kullanılmaya başlanması ve bu dönüşüm, birçoklarının maskesini düşürmeye yetmiştir” dedi.
Anıtpark önünde gerçekleştirilen kutlama törenine; Afyonkarahisar Valisi Hakan Yusuf Güner, AK Parti Afyonkarahisar Milletvekilleri Halil Ürün ve Ali Özkaya, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksal, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Parsak, Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Rektörü Prof. Dr. Mustafa Solak, Genelkurmay Başkanlığını temsilen üst rütbeli subaylar, siyasi parti ve sivil toplum örgütleri temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı törende, protokol üyeleri tören öncesi Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin planlarının yapıldığı ve Kurtuluş Savaşı’ndan kalan silah, teçhizat ve askeri malzemelerin sergilendiği Zafer Müzesi’ni gezdi. Gezinin ardından protokol üyeleri tören alanına geçti.
Geçtiğimiz yıllara göre etkinliklerin fazla olmadığının gözlendiği tören kutlama mesajlarının okunması ile başladı. Törende Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da kutlama mesajı okundu. Törenin açılış konuşmasını yapan Başkan Çoban, Türkiye olarak zor günlerden geçildiğini, bin bir zorluklarla kurulan Cumhuriyet rejimini, çağdaş muasır devletler düzeyine çıkarma ve demokrasiyle taçlandırma idealine bağlı kalma iradesinin, içte ve dıştaki hain işbirlikçiler nazarında zaaf gibi algılandığını söyledi.
“HUZUR VE SÜKUN ORTAMINI KENDİ VARLIKLARI İÇİN TEHDİT OLARAK GÖRÜYORLAR”
Temel hak ve özgürlükleri genişletmek için atılan her adımdan, menfaati bozulan kesimlerin rahatsız olduğunu dile getiren Başkan Çoban, “Onların kolay kontrol edebildikleri kırılgan bir devlet düzeni işlerine gelmektedir. Her fırsatta kendilerine sağlanan demokratik imkanları, sosyal düzeni bozma amacıyla suistimal etmektedirler. Demokratik gelenekleri yerleştirmek ve kökleştirmek, batıda sivil toplum eliyle ve devlete rağmen gelişmişken, ülkemizdeki temel hakların ve demokratik kazanımların önemli bir kısmı, Osmanlı’nın son döneminden itibaren ve bütün Cumhuriyet tarihi boyunca hep devlet tarafından genişletilmiştir. Sanayileşmede yavaş kaldığımız için batıdaki özgürlüklerin dinamosu sayılan burjuvazi ve işçi sınıfı bizde etkili olamamıştır. Bu tuhaf durumun acı ve dikkat çekici tarafı ise demokratik kazanımları savunması gereken sivil toplumun, aydınların, medyanın, sanat dünyasının, sendikaların ve sanayicilerin bazılarının bütün bu haklarla gelişen huzur ve sükun ortamını kendi varlıkları için tehdit olarak görmeleridir. Milli iradenin tecellisiyle, dar çevreye hapsedilmiş devlet imkanlarının, artık vatandaşın refahı için kullanılmaya başlanması ve bu dönüşüm, birçoklarının maskesini düşürmeye yetmiştir” diye konuştu.
“YEREL YÖNETİMLERİN SÖZDE ÖZERKLİK İLAN ETMELERİ, DEMOKRASİYLE İLGİLİ BİR ŞEYLERİN YANLIŞ ANLAŞILDIĞINI GÖSTERMEKTEDİR”
Başkan Çoban terör olaylarına değindiği konuşmasına şöyle devam etti:
“Oysa bütün bu kesimlerin hayatiyeti, varlıklar’ bu özgürlüklerin kullanılmasıyla vücut bulmakta, bilinen bütün demokrasi tarihinde hak ve özgürlükler, bu kesimlerin mücadelesiyle gelişmektedir. Bizde ise saydığım bu kesimler hak ve özgürlüklerden adeta rahatsız olmaktadırlar. Demokratik talepleri sorulduğunda 3. köprünün, havalimanının durdurulmasını istemek, nasıl bir sivil toplumla karşı karşıya olduğumuzun göstergesidir. Harcadıkları paranın neredeyse tamamı genel bütçe vergi tahsilatından yani Ankara’dan aktarılan gelirlerden oluşan yerel yönetimlerin sözde özerklik ilan etmeleri, demokrasiyle ilgili bir şeylerin yanlış anlaşıldığını göstermektedir. Demokrasi, hukuk devleti varsa kaimdir, yoksa demokrasi, devletin zaafı değildir, sorumsuzluk değildir, hesap vermemek değildir, keyfilik değildir, sınırsız küstahlıklara milletin sonsuz tahammülü değildir, sosyal düzenin üç beş çapulcunun yağma ve yıkımına terk edilmesi değildir. Etnik kimlik siyasetinin gölgesindeki kuralsız vandal militarizm, demokrasiye sadık kalmaya azmetmiş devletle mücadele etmektedir. Sosyal düzenin temel hakların koruyucusu olan ve meşru militer güçlere sahip olan devlet, hukuk devleti ilkeleriyle kendini frenlemeye, en dahi gayret etmektedir. Ağır şartlar altında kardeşliğimizi, birlik ve beraberliğimizi sağlayacak tek dayanağımız, toplum olarak geliştirdiğimiz demokrasi kültürüne bağlı kalmamızdır. Eli kanlı terör örgütünün aylardır ısrarla sürdürdüğü isyan ve başkaldırı çağrısına milletimiz karşılık vermemiştir. Doğusuyla, batısıyla toplumun her ferdi, her şeyin farkındadır. Barışın ve huzurun mimarinin kimler olduğunu bilmektedirler. Bu vatanı bizlere emanet eden ecdadımıza minnet ve şükranlarımı sunuyorum, ruhları şad olsun, şühedanın aziz hatırası ve bizlere emaneti Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar olsun.”
Tören, Afyonkarahisar Belediyesi Mehteran Takımı’nın söylediği marşlarla sone erdi.