15.01.2018, 01:44

SAVUNMALARIMI YAYINLIYORUM!(2)

Sayın DALKIRAN’a Kısa Bir Hitap
Sayın DALKIRAN,  basındaki yazılarım nedeniyle hakarete uğradım, küçük düşürüldüm demiş ve şikayetçi olmuş! 
İşte ben bu özgüvene hayranım! Devlet gücünü ve yetkisini eline geçirdikten sonra hakkıma giren insanlar, icraatları dillenip kamuoyuna mal olduğunda küçük düşürüldüm şerefimle oynandı diye savcılıklara koşması hem trajik, hem de komik! 
 Ben size ne yaptım Sayın Bey?  Mesela ben size hortumcu ve kripto paralel diyen bir düzenbazın cezasını mı kaldırdım.  Dahası bu düzenbazın hakarete uğradığı şikayetiyle size kınama cezası mı verdim? Düzenbazların ya  cezasını kaldıracaksın, ya soruşturmasını kapatacaksın,  namuslu insanları kendi nefislerini savunmak zorunda bırakacaksın, sonra da o düzenbazın şikayetiyle bana soruşturma açıp,k ınama cezası vereceksin öyle mi?  Ayıptır  günahtır, okuduğunuz fakülteden utanın bari! İlahiyat Fakültesi’nde ADALET diye bunu mu öğrettiler size? Bir ilahiyatçının yapacağı işler midir bunlar? 
Sayın Bey’in uygulamaları karşısında Rahmetli Abdurrahim KARAKOÇ’un şu dizeleri duygularımı ifade ediyor.
Bacısız, gardaşsız kalsam da garip, 
Sahtekara gardaş olamam varıp, 
Camide ön safa karargah kurup 
Kul hakkı yiyene gardaş mı deyim?
İşte böyle Sayın Bey! Ben  bu tür adamlara  gardaş diyemiyorum. Rabbim din gününde beni bunlardan uzak eylesin!
 Üzülme Dava'nın Sahibi HAKTIR.. HAK Olan Dava'da Zafer Muhakkaktır. . . !  paylaşımınızdan Necip Fazıl’ı sevdiğinizi tahmin ediyorum.  Ben de şair olarak çok severim. Beni dinlemiyorsanız, sevdiğiniz şairleri dinleyiniz.  Necip Fazıl diyor ki;  İki insan çeşidi vardır. Zaman geçtikçe hatalarıyla yüzleşen! Zaman geçtikçe yüzsüzleşen!  Demem o ki Sayın Bey hatalarıyla yüzleşen insan olmak lazım. Zira beni şikayet  ettiğiniz metni okuduğumda hatalarınızla   yüzleşmeye niyetiniz olmadığı gibi bir kanaat edindim.  Hukuk bildiğini iddia eden bu kişinin, (yani benim)  söz konusu ettiği cezaların  şahsım tarafından değil, disiplin kurulu tarafından kaldırıldığını bilmesi gerekir diyorsunuz.  Yani diyorsunuz ki, bu işin sorumlusu ben değilim, o gün orada bulunan disiplin kurulu üyeleridir!
 Elbette bu eyleme ses çıkarmayan, çıkaramayan disiplin kurulu üyelerinin de bu işte payı vardır.  Onlar da sorumludurlar. Ama  bu işi planlayıp disiplin kurulunun gündemine getirip hukuki tartışmaya mahal vermeden çıkartılmasının sebebi rektör vekili, dahası  o tarihte en yakın rektör adayı  sıfatıyla  siz değil misiniz?  Ben bu kararın nasıl çıktığını biliyorum. Bu iş hukuk  mahkemelerine intikal ettiğinde kimin ne yaptığı  ortaya çıkar. Disiplin kurulu üyeleri de hangi hukuki gerekçelerle kaldırdıklarını tek tek açıklarlar. 
Ancak benim bildiğim üniversitelerde rektör olma ihtimali olan bir rektör vekiline hiçbir disiplin kurulu üyesi itiraz edemez. Çünkü korkar.   Başına iş almak istemez Böyle bir şeye itiraz edebilecek cesarette  öğretim üyesi maalesef çok az çıkar.  Bu bir Türkiye gerçeğidir!   
Bakınız  Sayın DALKIRAN Bey,  DAŞDEMİR’in cezalarını kaldırdığınız 18/01/2017 tarih ve 2017/3, 2017/4, 2017/5 karar sayılı üç evrakta da  “Sezayi DAŞDEMİR’e disiplin cezası verilmesine  neden olan yukarıda yazılı tewetlerde isim verilmediği, kimin kastedildiği tam olarak anlaşılmadığı ve yoruma açık olduğu, bu nedenlerle Sezayi DAŞDEMİR’in itirazının kabulüne” ifadesi bulunmaktadır. Yani gerekçeniz tam olarak bu  CÜMLE! 
Hukuki mi? Elbette hayır, tamamen zırva! Neresinden baksan ahmakça!  Tam bir zulüm kararı!  Mızrağın çuvala girmediğinin özgün bir örneği. Bir düzenbazı kurtarmak için  hukuku katletme eylemi!  Uydurulmuş  anlamsız bir cümlenin gerekçe diye yazılması.   Daha ne diyeyim bilemiyorum! 
Benim için,  bir de hukuktan anladığını söylüyor diyorsunuz ya! Öyle bir iddiam yok. Ama  bana yeten hukuki bilgimle, o kaldırdığın cezaların neden hukuka aykırı olduğuna dair  bir bilgi vereyim.  Bu tür hakaret suçlarında   matufiyet ilkesi diye bir ilke vardır. Hiç duydun mu?   Matufiyet  yani hakaret suçunda mağdurun belirlenmesi diyoruz biz buna.  Dikkatle okuyun lütfen:
“Hakaret suçunun mağdurunun belirli veya belirlenebilir gerçek bir kişi olması gerekir. Mağdurun isminin açıkça belirtilmesi zorunlu değildir, mağdurun kimliğinin kullanılan kelimelerden anlaşılması yeterlidir….. Hakaret suçunun işlenmesinde mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı geçiştirilmiş olsa bile, eğer niteliğinde ve mağdurun şahsına yönelik bulunduğunda duraksanmayacak bir durum varsa, hem ismi belirtilmiş ve hem de hakaret açıklanmış sayılır”  Örneğin, bir hastanenin ismi verilerek bunun başhekimi veya ….. kimsenin karısı” gibi ifadeler kullanılabilir veya bir kimsenin eseri gösterilmek suretiyle sahibi belirtilmek istenmiş olabilir veya bir kimsenin sadece isminin baş harfleri yahut herkesçe tanınmış bir sıfat veya lakabı veya bilinen itiyatları belirtilerek ya da işaret edilmek suretiyle şekli tanımlanarak, mesleği vurgulanarak, çevresi tasvir olunarak belirlenebilir. Bu durumlarda hakim delilleri serbestçe takdir ederek, hareketin hakaret niteliği taşıyıp taşımadığını ve kime yönelik olduğunu belirleyecektir” 
İşte böyle Sayın Bey..  O itirazı kabul ederek hukuku yok saydınız.  Hukuku ortadan kaldırarak mağdurları çaresiz ve savunmasız bıraktınız! Herkes yaptığıyla yüzleşir. Siz de yüzleşiyorsunuz! 
 Hz.  Ali diyor ki; “Memurlarınızı seçerken zalim yöneticilere hizmet etmemiş ve devletin suçlarından ve zulümlerinden sorumlu olmamış bulunmalarına dikkat ediniz”
     Bir yıla yakın en üst düzey idarecilik yaptınız. Bu ilkeye  dikkat ettiniz mi? Sorun bunu  kendinize, yine cevabını kendiniz veriniz!
     Yine  Hz Ali diyor ki; “Haksızlık karşısında eğilmeyiniz. Zira hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz.”  
İşte bu sebeple siz ve sizin gibiler önünde dün eğilmediğim gibi bugün de  eğilmemi daha çok beklersiniz Sayın Bey!  Hukuka uymadınız. Bir düzenbazın  cezalarını kaldırıp üstüme saldınız. Benim o düzenbazların ahlakında olmadığımı takdir edemediniz!  Bu tür ahlaktaki bir adamın   şikâyetiyle bana ceza vermemeliydiniz. Yanlış yaptınız.  Bir provokatöre yol verip,   nefsimi müdafaa etmemi engellemeye yönelik cezalar vermek ne demek?  Bu tür eylemleri  devlet kurumlarına hele hele üniversite kurumuna nasıl yakıştırdınız bilmiyorum.     Bildiğim bu yaptığınızın benim için kabul edilebilir bir şey olmadığıdır.  Ağlamanıza, yaptığı işin sorumluluğunu üstlenmek istemeyen çocuklar gibi mızıkçılık yapmanıza gerek yok.!  Ben sizin şerefinize haysiyetinize saldırmadım. Tam tersine bu eylemi siz bana yönelttiniz. Elimdeki tek silah DOĞRULUĞUM ve KALEMİMDİR.  Daha önce örneklerini defalarca sergilediğim gibi, bundan sonra kalan ömrümde bana, dahası ülkeye bunu yapanlarla mücadele eder, kamuyu aydınlatır, doğruyu yanlışı anlatırım.   Hukuken bir bedeli varsa da öderim. İnanmıyorsanız, YÖK Başkanı Kemal GÜRÜZ’e, AKÜ Rektörü Şan ÖZALP’a, Uşak Üniversitesi Rektörü Adnan ŞİŞMAN’a sorun.  Hukuk mahkemelerindeki mahkumiyetlerini size anlatsınlar!  Hukuk yoluyla hakkımı eninde sonunda  alırım. Hayatım boyunca, hukuka uymayan kul hakkını gözetmeyen bilumum firavun müsveddelerini   sinek gibi gördüm ve sinek kadar değer vermedim. Firavunlardan  korkan, ürken, tırsan onlardan beter olsun .. Kendimi anlatmak için daha ne demeliyim. Beni  hâla anlamadınız mı?  Gün gelir anlarsınız…!
Evet, beni şikayet etmişsiniz, Sayın Bey,  irticalen verdiğim ifadeye ekli  olarak aşağıdaki yazılı ifadeyi sundum. Yayınlıyorum. Hukuki gerekçelerle bazı kelimeleri çıkarmak zorunda kaldım.  Savunma amaçlı yazıldığında sorun  olmayacak bu kelimeler kamuya mâl olduğunda hakaret addedilebilir endişesiyle burada yayınlanmamıştır.  
 Sonuç olarak Sayın DALKIRAN Bey,  benim gizlim, saklım, kafamın arkasında saklı bir ajandam yok. Herkes her şeyi bilsin…
 Mualllim Naci, 
İhtirâz-ı ta’neden kalmakdadır âhım nihân
Bir hakîkat kalmasın âlemde Allahım nihân demiş;
 “Yani  onun bunun diline dolanmaktan çekindiğim için hissiyatımı açığa vuramıyorum. Allahım! Hiçbir hakikat gizli kalmasın,” diyor. ben Muallim Naci’nin endişesini taşımıyorum.    Onun bunun diline dolanmaktan zerre kadar çekinmiyor, hakikatlerin gizli kalmaması için elimden geleni yapıyorum.  İşte  savunmam vesselam.
UŞAK CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
 Müşteki Sayın DALKIRAN’ın iddialarıyla ilgili ayrıntılı savunmam ve delillerimin sunulmasıdır.
Müşteki Sayın DALKIRAN’ın hakaret ve küçük düşürme iftira ve hakaret  iddialarını reddediyorum. Müşteki  maalesef  devlet memuru vakarı ve davranışıyla uygun olmamanın yanında suç içerikli işlere karışmıştır.  Müşteki, şahsıma ve rektöre karşı kurulmuş kumpasa üniversite içinden destek veren kişidir. Bu kişinin Rektör vekilliği görevini devralır  almaz basında deşifre ettiğim kumpasın baş aktörü olan  Volkan TURAN’ı hukuk  danışmanı olarak ataması, bu işler içindeki fonksiyonunu açıkça göstermektedir. (Bir hafta sonra kendi çok iyi bildiği bir sebepten görevden almak zorunda kaldı) Benim basında yazdıklarım, onu yaptıklarıyla yüzleştirmekten ibarettir. Şayet ağır geldiyse bana ve hakkına girdikleri kimselere  ağır işlemler yapmış olmasından olabilir!  Hakkımıza ve hukukumuza  tecavüzünün ağırlığını hiç olmazsa basında görünce fark etmiş olması gerekirken, yargıya koşması traji komiktir! Şahsına karşı  eleştiri sınırını aşan bir hiçbir sözüm ve fiilim yoktur. Yazılarım   orada durmaktadır. Şayet böyle bir iddiası varsa  mahkemelerden yazıyı kaldırma kararı isteyebilir. 
Rektör tutuklandıktan hemen sonra, şahsıma karşı bir dizi eylemin içine girmiştir. Hakkımda üst üste kumpasçıların dilekçeleriyle soruşturmalar açarken, memuriyetten atılma durumuna gelmiş  olan şube müdürü Sezayi DAŞDEMİR’in cezalarını kaldırmış,  bir suç makinesini temizleyip toplumun içine salmıştır. Aldığı cezalar dolayısıyla zaten idari yargıya gitmiş olan Sezayi DAŞDEMİR’in dosyalarının düşmesine, mahkeme masraflarını beyhude yere üniversitenin (kamu zararı) ödemek zorunda kalmasına sebep olmak bile başlı başına bir suçtur.  
Müşteki Rektör Sait ÇELİK tutuklandıktan sonra hakkımda kumpasçıların ve onların kullandıkları adamların şikayetiyle üst üste soruşturmalar açtı. İlk önce  ilk Fötö iddianamesinde iftira ederek ismimin geçmesine sebep olan İlyas EROL adlı öğrencinin  şikayetiyle açtı. Soruşturmacı tayin edilen Ercan YILDIZ’a yaptığım savunmadan sonra ceza teklif edilmedi.  Müşteki   soruşturmacıya ceza verdiremeyince  ikinci kez  İlyas EROL’un şikayetini(mükerrer soruşturma)  bu kez Volkan TURAN şikayetiyle birleştirerek   bir soruşturma daha açtı. Hemen arkasından   Sezayi DAŞDEMİR’in şikayetiyle  bir başka  soruşturma daha açtı. Üstelik kurumda değil 300 km ötede başka bir ilde görev yaparken yaptı bütün bunları.  Kumpasçıların husumetinin bir aracı ve destekçisi olmakta beis görmedi. Müştekinin ben olayların içeriğini  bilemem  anlamında söylediği her şey yalandır. Rektör adayı idi ve kumpasın en önemli aktörü olan (………)le işbirliği içindeydi. Öncelikle müştekinin şahsıma açtığı soruşturma dosyalarının getirilmesini ve bu savcılık soruşturma evrakına  eklenmesini talep ediyorum.  Müşteki, üniversitede ve  şehirde ne oluyorsa en iyi bilenlerden biridir.   Şahsıma açtığı soruşturmaları uzun süre elinde tutmuş, yeni rektör göreve başlamadan  birkaç gün önce sicilimi kirletmek adına  açtığı uyarı cezası olmayan bir acayip uyarı cezası ile bir kınama cezası göndertmiştir. Soruşturmayı kendi açmış cezayı dekanına verdirmiştir. Bu soruşturmalara verdiğim savunmaları ve  bunlara yaptığım itirazları delil olarak sunuyorum.
Müşteki şahıs hakkımda şikayette bulunurken alenen yalan söylüyor. Bunlardan üniversitede çok gördüm ama bu şahsın bir de ilahiyatçı olması çok acı bir Türkiye gerçeğidir!    Ben üniversitede kumpasın baş aktörlerinden sicili bir memur için yüz kızartıcı suçlar sayılacak suçlarla kabarık, yalancı ve provokatör Sezayi DAŞDEMİR’le ilgili gerçekleri her mahfilde açıkça yazıyorum. Bunlardan bazılarını ekte sunuyorum.  Bir (…….), yalancıyı provokatörü ve hakaret uzmanını kamu adına tanıtmanın   bir bedeli varsa da üstleniyorum. Sayın Savcılık Makamına Sezayi DAŞDEMİR’in şahsıma sosyal medyada yayınladığı  üç hakaretini ekliyorum. Şahsıma bir fake hesapta yapılmış hakareti, kendi hesabında  “b…………n,” “b……………n,” “s………………ş” başlıkları altında  “e……..u”  ve “d……” diye  alenen hakaret eden bu   zat gücünü rektör vekili  müştekiden ve savcılıkta ve emniyette oturup kalktığı devlet görevlilerinden almaktadır maalesef. Bu ahlakı temize çıkaranların ahlakının temiz olmasının mümkün olmadığı kanaatindeyim.
 Bu şeref  haysiyet düşmanı sosyal medya yoluyla üniversitede o kadar büyük korku yaymaktadır ki, öğretim üyesi tabelasının resmini çekip, “adınız birgün tabeladan inecek” diyebilmekte, benim kumpası ifşa eden yazılarımdan sonra “soruşturmalarda gizlilik ihlali suç değilse, biz de tapeleri  yayımlayalım olur mu?” diyerek savcıların soruşturmalarında gizlilik olmadığını alenen ilan etmekte, bizi savcılara ihbar etmekte,  üniversitede şahsımın FETÖ’den alınacağını başsavcının  beni ve gazeteci Kazım ŞEN’i almak için hazırlandığını,  işlem yaptığını, bunun yakında gerçekleşeceğini üniversitede  propaganda etmektedir. Öyle büyük bir siyasi  provokatördür   ki, “beyaz kefenli akyavşaklar çıkın meydanlara da görelim t…….nız kaç gram” diye galiz hakaretlerle  insanlarımızı birbirine  düşman etme, toplumu ayrıştırma  faaliyetleri yapabilmiş bir tıynete sahiptir. 
 Kanaatim ve acı olan  şudur ki;   müşteki ve benzeri makam sahipleri   korunmaktadır.  Yaşananlar bende bu kanaati oluşturmuştur. DAŞDEMİR’in azgınlığı Müşteki DALKIRAN’dan  kaynaklanmaktadır. Müşteki DALKIRAN bu adamın bana ve başkalarına ettiği  hakaretlerden aldığı cezaları kaldırırsa, bir daha hakaret eder elbette.  Neden etmesin? 
Müşteki diyor ki, ben kaldırmadım disiplin kurulu kaldırdı.  Rektör tutuklandıktan hemen sonra ilk işi üniversiteyi karıştırmak için işbirliği yaptığı kanaatinde olduğum,   memuriyetten atılmanın eşiğine gelmiş  olan  Sezayi DAŞDEMİR’in   cezalarını  kaldırmak  ve bu ahlaksızı üzerimize salmak olmuştur. Bu da saldırılarına ve hakaretlerine devam etmiştir. Müştekinin kurduğu idari düzen bunu kullanarak bizleri de suça adeta teşvik etmektedir. Dayanamasın uygunsuz bir şey yapsın da hakkında işlem yapalım derdinde oldukları  anlaşılmaktadır. Bu ahlak sorunlu kişinin cezalarının iptalini gündem yapan ve  disiplin kuruluna  getiren ve kaldırılmasını teklif eden  bizzat kendisidir. Şayet bunu inkâr ediyorsa, mahkeme aşamasında disiplin kurulu üyeleri konuşur. Hangi hukuki gerekçelerle kaldırdıklarını anlatırlar. Kaldı ki disiplin kurulu sorumlu olsa da sorumluların başında kendisi vardır. Müşteki asla masum değildir. Zira  müşteki bu adamı üstümüze salmakla kalmamış, şehir eşkıyası haline gelen bu adamın şikayetleriyle hakkımızda soruşturma açıp cezalar vermiştir. Halen bu hukuki sorunlarla uğraşıyorum. Hukuka aykırı soruşturmalarla ilgili bazı belgeleri ekte sunmuştum zaten. 
  Yine müşteki, yazılarımda da açıkça  belirttiğim gibi, bu kumpasın içindeki şahıslardan Arş.Gör.  Adil ERKEN’in ceza almaması için gereken tedbirleri almış, soruşturma komisyonu başkanından soruşturmayı kapatmasını istemiştir.  Bunları mahkemede ispatlamak bana ait bir sorumluluktur.  Kendisi hukuk mahkemelerine başvurabilir. Adil ERKEN’le ilgili  başvurularımı reddeden müştekinin kendisidir. Bu belgelerden de örnekleri ekte sunuyorum.   4982 sayılı yasayı uydurma gerekçelerle uygulamayan ve bazı belgeleri benden ve kamuoyundan kaçıran müştekidir. Mücrim olduğu için bir şeyleri saklama ihtiyacı içinde olduğunu düşünüyorum.   Belgeleri ve tanık ifadelerini vermemek için 4982 sayılı yasanın 19/ b/d maddelerini gerekçe göstermiş ve müştekisi veya şüphelisi olduğum hiçbir soruşturmanın tanık ifadelerini içeren kısımlarını vermemiştir.   Görevini kötüye kullanan müşteki,   yasaları çiğnemiştir. Zira  19/b  maddesi “Kişilerin veya soruşturmayı yürüten görevlilerin hayatını ya da güvenliğini tehlikeye sokmaktan”  d maddesi  ise  “ Gizli kalması gereken bilgi kaynağının açığa çıkmasına neden olacak veya soruşturma ile ilgili benzeri bilgi ve bilgi kaynaklarının temin edilmesini güçleştirecek,” durumlardan bahsediyor.  
Bu  gerekçeler olağanüstü hal zamanlarında  yasalara kumpasçılar kumpas  işini rahat yapsın diye konmamıştır. Rektör vekilliği yapmış, müştekinin karşısında çocuk yoktur. Ben  bu konudaki gerçekleri de basında yazdım. Hepsi budur. Müşteki doğru bir iş yapmışsa küçük düşmüş olamaz. 
Müştekinin şahsımın tarafı olduğu  tüm soruşturmalarda,  soruşturma belgelerinin 4982/19-b-d maddelerine girdiğini iddia ederek vermemesi tam bir skandaldır.  Rektör vekili ve dahası bilim adamı olarak yasaya çalım atmanın kamu tarafından bilinmeyeceğini düşünmesi ve  yaptığı kanunsuz işler kamuya mal olduğunda  küçük düşürüldüm hakarete uğradım diye savcılığa koşması tam bir ………. ve saçmalıktır. Gerçi savcılığa başvurusunu,  hukukuna girdikleri kişiler  gibi hukuka ihtiyaç duymasını  olumlu  bulduğumu da söylemeliyim. En azından hakkımıza tecavüz ederek  bizleri soktuğu hukuk arama yoluna ihtiyacı olabileceğini görmüş olması kendisi adına  güzel bir gelişmedir! 
    Hakkımda ilk FETÖ’cü iftirasının  Uşak’taki ilk iddianameye yansımasını sağlayan kişi İlyas EROL adlı öğrencidir. Bu ifadenin bir örneğini eklere koymuştum.    İlyas EROL bu bilgileri Adil ERKEN’den aldığını söylemiştir.  Bu konu soruşturulmuş İlyas EROL’un iddiasını olayın tanıkları Gökcan AKÜZÜM ve Hüseyin KARASU adlı öğrenciler doğrulamıştır. Buna rağmen üniversitede yapılan bu soruşturmada Sayın DALKIRAN’ın emriyle ceza verilmemesi sağlanmıştır.  Bu konuda yapılan ve hukuk dışı müdahale ile  kapatılan soruşturma dosyasının üniversiteden istenmesini ve soruşturma dosyasına konulmasını talep ediyorum 
Sonuç olarak müşteki alenen yalan söylemektedir. Suçlamalarını kabul etmiyorum. Dava açılırsa uzlaşma teklifini de  şimdiden reddediyorum. Benim bu ahlaktaki   kişilerle hiçbir konuda uzlaşmam mümkün değildir. Söyleyeceklerim bundan ibarettir. 18/12/2017


                                            Ali Galip BALTAOĞLU 

Deliller:
Müştekinin hukuksuz açtığı ilk soruşturma evraklarından bazı örnekler.(7 SAYFA)
 Müştekinin hukuksuz açtığı ikinci soruşturma evraklarından bazı örnekler.(18 SAYFA) 
Müştekinin hukuksuz açtığı üçüncü soruşturma evraklarından bazı örnekler.(22 SAYFA) 
Öğrenci İlyas EROL’un iftiralarını içeren  ifadesinin Uşak ilk FETÖ iddianamesinin 188-189 sayfalardaki  görüntü örneği.  (2 SAYFA)
Sezayi DAŞDEMİR hakkında çıkan sosyal medya yazılarımın örnekleri. (17 SAYFA)
Sezayi DAŞDEMİR’’in hakaret ve tehdit içeren sosyal medya yayını  örneği (3 SAYFA) 
Sezayi DAŞDEMİR’in suç nitelikli öğretim üyelerini tehdit, topluma siyasal provokasyon  ve soruşturma dosyalarından bilgisi olduğuna dair sosyal  medya paylaşımları. (3 SAYFA)
Sayın DALKIRAN’ın 4982 sayılı yasa ihlalini gösteren belge örneği ve Adil ERKEN’e dair başvurulara red  yazısı   örneği. (3 SAYFA)

Yorumlar (0)
14
parçalı bulutlu
Günün Anketi Tümü
Karahallı Belediye Başkanı Ali Tpçunun Çalışmalarından mennumusunuz?
Karahallı Belediye Başkanı Ali Tpçunun Çalışmalarından mennumusunuz?
Namaz Vakti 19 Mart 2024
İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 30 81
2. Fenerbahçe 30 79
3. Trabzonspor 30 49
4. Beşiktaş 30 46
5. Kasımpasa 30 43
6. Başakşehir 30 42
7. Rizespor 30 42
8. Antalyaspor 30 41
9. A.Demirspor 30 39
10. Alanyaspor 30 39
11. Sivasspor 30 38
12. Samsunspor 30 36
13. Kayserispor 30 36
14. Ankaragücü 30 33
15. Hatayspor 30 33
16. Konyaspor 30 33
17. Gaziantep FK 30 31
18. Karagümrük 30 30
19. Pendikspor 30 29
20. İstanbulspor 30 13
Takımlar O P
1. Eyüpspor 27 64
2. Göztepe 27 56
3. Sakaryaspor 27 47
4. Ahlatçı Çorum FK 27 45
5. Kocaelispor 27 45
6. Bodrumspor 27 44
7. Boluspor 27 43
8. Bandırmaspor 27 41
9. Gençlerbirliği 27 40
10. Erzurumspor 27 37
11. Ümraniye 27 33
12. Keçiörengücü 27 32
13. Manisa FK 27 31
14. Şanlıurfaspor 27 27
15. Tuzlaspor 27 27
16. Adanaspor 27 27
17. Altay 27 15
18. Giresunspor 27 7
Takımlar O P
1. Arsenal 28 64
2. Liverpool 28 64
3. M.City 28 63
4. Aston Villa 29 56
5. Tottenham 28 53
6. M. United 28 47
7. West Ham United 29 44
8. Brighton 28 42
9. Wolves 28 41
10. Newcastle 28 40
11. Chelsea 27 39
12. Fulham 29 38
13. Bournemouth 28 35
14. Crystal Palace 28 29
15. Brentford 29 26
16. Everton 28 25
17. Luton Town 29 22
18. Nottingham Forest 29 21
19. Burnley 29 17
20. Sheffield United 28 14
Takımlar O P
1. Real Madrid 29 72
2. Barcelona 29 64
3. Girona 29 62
4. Athletic Bilbao 29 56
5. Atletico Madrid 29 55
6. Real Sociedad 29 46
7. Real Betis 29 42
8. Valencia 28 40
9. Villarreal 29 38
10. Getafe 29 38
11. Las Palmas 29 37
12. Osasuna 29 36
13. Deportivo Alaves 29 32
14. Mallorca 29 30
15. Rayo Vallecano 29 29
16. Sevilla 29 28
17. Celta Vigo 29 27
18. Cadiz 29 22
19. Granada 28 14
20. Almeria 29 13