MAYINLI ARAZİ TEMİZLENECEK Mİ YOKSA DAHA DA MI KİRLENECEK?

Sınırlarımızın yüzde yüz denetimimizde olması gerekir. Bu bağımsız devlet olmanın birinci koşuludur.

Mayınlı arazide organik tarım olanakları değerlendirilmek isteniyorsa sınır boylarındaki köylülerin eğitilmesi ve kooperatif örgütlenmesiyle üretim yapılması gerekir.

Vatan toprağının kutsallığını, sınır topraklarının önemini sanırım bilmeyen yoktur. Söz konusu vatan olunca tüm ulus bir araya gelir ve sahip çıkar. Ama son yıllarda bu konuda müthiş tartışmalar var. Şimdi de sınırlardaki topraklar mayınlardan temizlenip kırk küsur yıllığına yabancılara yap işlet devlet modeliyle verilmek isteniyor. Hem de bununla ilgili özel yasa çıkarılmak suretiyle.

Türkiye’nin “Ottowa Sözleşmesi” ne göre 2014’e kadar mayınları temizlemesi gerekiyor deniyor. Ama sözleşmenin yaptırımı yok.

Ama iktidarın büyük baskı altında olduğu anlaşılıyor. Çünkü bu yasayı çıkarmak için büyük bir mücadele veren iktidarın iktidar hırsıyla değil, dünyaya egemen olan iktidarların büyük baskısıyla yapıldığı anlaşılıyor!...

Göz göre göre vatan toprağı peşkeş çekilirse, göğsünü gere gere savunacak olanların bulunduğunu dost-düşman bilmelidir.

İktidar sınır kapılarına sahip çıkan partileri ve kendi halkını karşısına alacağına, kendisine baskı yapan yabancıları karşısına alabilmelidir. Toprağına sahip çıkanlar suçlanmaz, kutlanır. İktidar ne yapacağını şaşırarak yanlış yerlere saldırıyor!

Dış baskılardan kimyası bozulan Başbakan kendisini eleştiren herkese “edepsiz” diyecek kadar şaşırmış durumdadır!

Açık konuşmak ve yazmak gerekir. ABD ve AB Türkiye’nin Ulus devlet yapısını, üniter yapısını istemiyor. Bölücüleri kışkırtıyor, destekliyor yani ABD ve AB dost görünen düşmandır. Hem nalına vuruyor, hem mıhına vuruyor. Askerlerimizin başına hem çuval geçiriyor, hem madalya takıyor! Bu nasıl iştir?

Mayınlı arazinin temizlenmesi ve değerlendirilmesi konusunda ulusal anlayış birliği sağlamak iktidarın görevidir..

Yasa büyük bir zorlama ile çıkarılmıştır, ne yazık ki Cumhurbaşkanı da  onay vermiştir.

 Ulusal çıkarlarımıza aykırı sonuçlar doğuracak uygulamalar yapılırsa kimsenin içine sinmeyecek ve hayrına olmayacaktır.

Yapılan samimi ve ciddi uyarılara kulak verilmesi, sadede gelinmeli ve yanlıştan dönülmelidir.

Böylece mayınlı arazinin temizlenecek mi, yoksa daha da mı kirletilecek kuşkusu önlenmelidir.

    Sözü edilen mayınlı alanların, tarımsal açıdan çok verimli olduğu bilinmektedir. Ayrıca bu bölge Orta Doğu‘nun en zengin su kaynaklarına sahiptir ve önemli petrol yatakları bulunmaktadır. Bu nedenlerden ötürü mayınlı arazilerin bulunduğu bölge, emperyalist güçlerin iştahını kabartmaktadır.

       Bölgedeki mayınlar Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından temizlenmelidir. Çünkü Atatürk’ün Cumhuriyet Ordusu bu işin de üstesinden gelecek kapasitedir. Temizlenen arazi yöre çiftçisine verilerek, kooperatif olarak çalışması sağlanmalıdır.  Böylece önemli ölçüde istihdam yaratılacak ve sosyal dengesizlik ortadan kaldırılacaktır.

       Vatan topraklarına sahip çıkanları faşizan olarak suçlayanlar, Yüce Divan’dan kaçmak için dokunulmazlıklarını kaldırmamaktadır. Partilerine ak diyerek, yolsuzluklarını örtmeye çalışanlar, edepsiz bir tavır takınmaktadır. Mayınlı araziler temizlenmek bahanesiyle, daha da kirletilecektir. Vatan toprağını göstere göstere peşkeş çekenlerin sonu karanlıktır. Ulusal çıkarlarımıza aykırı olan bu olumsuz hareketler, örgütlü kitlelerin çabalarıyla önlenmelidir..