Rektör Şişman; Beni Vali’ye Emniyet Müdürü’ne Cumhuriyet Savcısına Sorun Diyor!

Büyük Bestakar Erol Sayan’a ait Seba makamında ölümsüz bir eser vardır. Şarkının sözleri şöyle başlar   

güle sorma, o bilmez
aşkı sevdayı neşeyi
laleye sor, çiğdeme sor
mor menekşeye sor,

İşte aynen böyle! bugünlerde ulusal basında ipliği pazara çıkan sayın rektör Bugün Gazetesi İzmir temsilcisi Şeyda İkiz’’in ajanslara düşen ilk haberine göre    “beni Uşak Valisi’ne, Cumhuriyet Savcısına ve Emniyet Müdürüne sorabilirsiniz”  demiş. 

Şimdi, Uşak Valisi ‘de, Emniyet Müdürü’de sayısız vukuatına rağmen rektörü üçüncü kez Ceza ve Tutukevleri İzleme Komisyonu’na seçen onu bu kurulun başına geçmesine sebep olan  yeni Başsavcı’da oturup düşünsünler. Ne de çabuk bozacının şahidi şıracı durumuna düşüverdiler!

             Şimdi ey Sayın Adnan Şişman ve kendisini soracağımız ey Sayın Uşak Cumhuriyet Savcısı, benim yaptığım haberin bir değişik şekli Bugün Gazetesinde, Ulusal basında çıktı. Şimdi ne yapacaksınız?  Adnan Şişman’a çete suçlamasının yöneltildiği anlatılıyor. Zimmet suçlaması yapıldığı anlatılıyor. Adnan Şişman’ın şikâyeti ile onlara da hakaretten dava açacak mısınız? Adnan Bey şikâyette bulunacak savcılarda dava açacak.   Hadi bakalım. Ulusal basındaki bu haberlere de dava açın!

   Evet biz rektörü onunla birlikte çalışanlardan,  ortadaki insan hakları ihlallerinden,  yolsuzluk ve usulsüzlük belgelerinden değil de validen emniyet müdüründen ve savcıdan soracak ve ona göre haber yapacakmışız! Haydin oradan beee.

Ne demiştik hani, Erol Sayanın ölümsüz eserinden söz açmıştık değil mi. Şarkı  şöyle bitiyor.

 ne güzel de oynarsın
fıkır fıkır kaynarsın
şen şakrak hem güzelsin
ateşinle yakarsın,

Evet sayın Adnan Şişman biz sizi validen emniyet müdüründen ve savcıdan sormuyoruz. Sizi sizden ve size en yakınlardan soruyor belgeliyor ve haberimizi yapıyoruz. Zira sizi soracaklarımız, sizin farklı atraksiyonlarınızla zor duruma düşüyorlar ve yanıyorlar. Size yakın olanlar hep zor duruma düşüyorlar ve ateşinizle yanıyorlar.  Varsın biz yargılanalım da ateşinizle yanmayalım’

Nasıl bitiyordu  şarkı;

ne güzel de oynarsın
fıkır fıkır kaynarsın
şen şakrak hem güzelsin
ateşinle yakarsın,

Yaktın hocam yine ortalığı! Galiba şarkı gibi işin sonuna geldik!