YILMAZ SUNUCU VEFAT ETTİ

Uşaklıların çok yakından tanıdığı Uşaklı Eğitimci ve yazar ve şair Yılmaz Sunucu bu gün yaşamını yitirdi.
yayınlanmış bir çok kitabı bulunan Uşaklı yazardan bu sabah yaşadığı İzmir´den kötü haber geldi. Daha Geçtiğimiz günlerde arkadaşlarıyla birlikte Ulubey Konyonlarını ve Cam Terası ziyaret ederek bol fotoğraf çektiren ve Uşaklılarla sohbet eden Yılmaz Sunucu´nun ölüm haberi kendisini tanıyanları üzüntüye boğdu.

YILMAZ SUNUCU KİMDİR?

1942 yılında Uşak´ta doğdu. Köy Enstitülerinin öğretmen okullarına geçiş döneminde Savaştepe´yi bitirdi. Şu anda kapanmış bulunan İstanbul Çapa´da eğitimini sürdürerek matematik öğretmeni oldu. Elinde ki diplomalarla üniversite sınavlarına giremediği için 1963 yılında Uşak Lisesi´ni dışardan bitirdi. Ardından tıp ve hukuk okudu. 1990 yılında da Ege Üniversitesi Bilgisayar Programcılığınıtamamladı.1966-67 yıllarında altı ay İstanbul Tuzla´da ki temel eğitiminden sonra Yedek Subaylığının 18 ayını Bayburt´ta tamamladı.Böylece görevi ve ilgisi gereği Doğu Anadolu´yu tanıdı.                                     Konya,Bartın, Samsun, Nevşehir, Kırşehir, Uşak, İzmir´de ki eğitim kurumlarında ilköğretimden yüksek öğrenime dek uzanan bir dizgede 32 yıl görev yaparak 1992 yılında  Milli Eğitimde ki çeşitli çarpıklıklar nedeniyle sınıf içi öğretmenliğini kendi isteğiyle noktaladı.Bu kurumların ilk basamağından en üst düzeyine dek zaman zaman yöneticilikte yaptı.      Görev yaptığı kentlerde, içinde bulunduğu kitle örgütlerinde ki görevleri ve özel ilgisi nedeniyle çevre illeri de köy köy dolaşarak oraları tanıma olanağı buldu. Böylece tutku ile bağlı olduğu Anadolu´yu karış karış tanıdı. İzmir´de kendi konusunda ülkemizde ilk beşin içine giren, üretim konusu kimya olan bir şirkette altı yıl fabrika müdürlüğü, öğrencileriyle birlikte kurdukları yayın ve dağıtım şirketinde dört yıl şirket müdürlüğü yaptı. 12 Eylül´den sonra görevlerine son verilen özel sektörde iş olanağı bulamayan öğrencilerinin kendi ticari kuruluşlarını kurmaları için düşünce üretip olanak yarattı.

1963´ten bu yana ondan fazla belediyeye karşılıksız kültür danışmanlığı yaptı. Şu anda bu görevini karşılıksız olarak iki belediyede birden sürdürmektedir.

*Türkiye Öğretmen Dernekleri Milli Federasyonu (TODMF),

*Türkiye Öğretmenler Sendikası(TÖS)

*Halk Evleri. (HE)

*Türkiye Yazarlar Sendikası.(TYS)

*Edebiyatçılar Derneği,

*Ege Çağdaş Eğitim Vakfı(EÇEV),

*Atatürkçü Düşünce Derneği,(ADD) 

*Hümanist Düşünce Derneği, (HDD)

*Uygar Eğitim Kooperatifi,

*Hür-Emek Üretim Kooperatifi,                                                                                                               gibi birçok kitle örgütünün kuruculuğunu, yöneticiliğini veya etken üyeliğini yaptı.                                                                                                                                                                                  1963 yılında bir gurup arkadaşı ile birlikte kurdukları Samsun Oda Tiyatrosunda yöneticilik ve oyunculuğunda bulundu.12 Marttan sonra Uşak Halkevi Şubesini yaşama geçirerek bu kurumun tiyatro çalışmalarını etken kılarak burada ki çalışmalara katılan özençli öğrencilerin tiyatro sanatında kendilerini kanıtlamasında alt yapıyı hazırladı. Bu çalışmalar sonunda tiyatro ve oyunculuk konusunda şu anda tiyatro ve TV dizilerinde görev alan usta oyuncuların sahne sanatlarında yer almasında olanak sağladı. Bu kişilerin içinde ülkemizde en yaygın tanınanları Samsun Oda Tiyatrosunda oyunculuk yaşamına başlayan Şefik Döğen ve Ferdi Akarnur´dur.                                                                                                                                              

12 Mart 1971 den sonra ki Sıkı Yönetim Döneminde Uşak Halkevi Şubesinin yayın organı olarak çıkardığı   "YARIN Ak yarınlar İçindir," isimli eğitim ve sanat dergisinin yurt içinde ve dışında 1000 nin üzerinde abonesi ile   yazın dünyasında özençli olan kişilerin yazın sanatları içinde ilk adımı atmalarını sağladı.Bu ortamı 1963-64-65 yıllarında Samsun´da önce Türkiye Öğretmenler Derneği (TÖDMF) Samsun Şube Başkanı ,1965 te de Türkiye Öğretmenler Sendikası´nın (TÖS)´ün kurulması ile de TÖS Başkanı olarak sürdürdü. Başkanı bulunduğu bu örgütler adına Samsun´da EĞİTİM isimli çıkardıkları dergi ile de yapmıştı.

1971 den sonra ülkemize diretilen haşhaş ekim yasağına karşı koymak için Uşak´ta haşhaş ekimi yapan köylüleri içinde olduğu   1000 fazla ortaklı "Haşhaş ve Diğer Tarım Ürünlerini Değerlendirme Kooperatifi,"nin kuruculuğunu ve başkanlığını yaptı. Böylece haşhaş ekici köylülerin içte ve dışta haşhaş ekim yasağına karşı kararlılıkla direnişini kanıtladı. Bu yıllarda Köy Kent modelini geliştirmek isteyen   dönemin Başbakanı Sayın Bülent Ecevit´e alkoloid fabrikası kurmak için kooperatirlerinin ve sermayelerinin hazır olduğunu bildirdi. Sayın Bülent Ecevit, Sanai Bakanlığı o dönem koolisyon ortağı MSP´de olduğu için konuyu sanayi bakanlığına yönlendirdi. MSP Genel Başkanı Sayın Necmettin Erbakan´a aktarılan bu konuya Sayın Necmettin Erbakan´nın Uşak´ta ki  oluşuma sıcak bakmadığı ve MSP´nin Alkoloid Fabrikasını Afyon Çay´da kurulacağını öğrenince, ellerinde ki olanaklarını Uşak´ta ki Gıda İş sendikası üyelerini ve Uşak Belediyesini de içine alarak güçlerini daha da pekiştirip günde 10 000 ekmek çıkaran HÜR-EMEK EKMEK FABRİKASI´NIN kurulup üretime geçmesini sağladı.Bu çalışmaları o zaman ki yönetimi hoşnut etmediği için öğretim yılı içinde sorgusuz sualsiz Ürgüp´ün dağ köyü olan Aksalur´a ataması çıktı. On üç ay sonra Danıştay kararı ile eski görevine  döndüğü an yönetimin kararı uygulamak için önerdiği Yüksek Okul öğretmenliğini "Olur," dememesi üzerine bu kez sorgusuz sualsiz eşinin görev yeri değiştirildi. Böylece o dönemde Danıştay´da bir dosya daha açılmış oldu.

Menemen Seyrek Beldesinde ve Didim´de bayanların kendilerini kanıtlayıp iş ve meslek kadını olarak yaşamda yerlerini almaları için bu belediyelerle birlikte projeler üretip yaşama geçirdi.Gençlerin ve üreticilerin yaşam koçluğunu yaparak onların toplum içinde yer almalarını ve kendi işlerini kurmalarını sağladı.

Ders kitaplarının yanında oyun, öykü, şiir, deneme, inceleme, araştırma türünde elliye yakın yayınlanmış yapıtı var.

100´e yakın yerleşim biriminde çeşitli kitle örgütleri, okullar, fakülteler adına farklı konularda söyleşiler yaptı. Çeşitli panellere ve imza günlerine katıldı. Söyleşileri ve kitapları; www.yilmazsunucu.com ve www.dundenbuguneusak.comadreslerinden e-kitap olarak yayınlamaktadır.

Köy Enstitülerinin kapanış dönemini anlatan “Menderesin Develeri”, İmam Hatip Liselerinin yaygınlaştığı dönemleri ve ilk türban olgusunun başladığı 1970 li yılları anlatan “Günah Yazma Allahım” ve erkek egemen bir toplumda toplumun kadına bakış açısını anlatan “Ya Sen Nesin?” isimli yapıtları okuyucularca yeterince ilgi duyularak 10.baskılarına.ulaştı. “Köy Enstitüleri Niçin Kapatıldı?” isimli inceleme-araştırması bazı okullarda kaynak kitap olarak okutuldu. 1940 -1970 lere dek basında çıkan ve 1962-1980 arası kendisine gönderilen konusu öğretmenlik olan şiirleri “Şiirimizde Öğretmen” isimli dört ciltlik bir derlemede topladı. Bu derlemesi konusunda kapsamlı tek kaynak oldu. Bu kaynaktan 5. ve 6. cilt olarak yeni seçkiler yapıp bunları kitleye karşılıksız dağıttı. Bu toplaşmasından 2011 yılında yaptığı yeni bir seçkisinin yayın hakkını karşılıksız olarak İzmir Konak belediyesine verdi. Konak belediyesi ŞİİRİMİZDE ÖĞRETMEN isimli bu 7. seçkiyi 2011 yılında kitleye karşılıksız dağıttı.

Uşak kenti üzerine ;

1) Tüm Yönleri ile Uşak Rehberi
2) Notalarıyla Uşak Türküleri
3) Örnekleriyle Uşak Ağzı Sözlüğü
4) Yakın Geçmişteki Uşak
5) Kültür Değerleriyle Uşak
6-Görsel Anlatımlarla Uşak
7- Farklı Gözlerle Uşak
8- Uşak Sanayi ve Ticaret Tarihi
9 -Gezilecek Görülecek Kent Uşak isimli yaptlarını yayınladı . Bunların tümünü Uşak üzerine 10. yapıt olarak TÜM YÖNLERİYLE UŞAK adı ile yayına hazırlıyor Uşak üzerine yapıtlarını tümünü ve TÜM YÖNLERİYLE UŞAK yapıtı ile birlikte diğer yapıtlarını bu siteden de e-kitap olarak okuyabilirsiniz.. 

1971 yılında Ayşen DEREBAY´la evlenen Yılmaz SUNUCU´nun bır kızı bır oğlu var.

Zamanının büyük bir bölümünü okuyup yazarak örgüt çalışmalarının etkinliklerine katkıda bulunarak geçiriyor.

Kendisine ne iş yaptığı sorulduğunda:

“Sokaktaki öğretmenim” diyor.

Öğreniyor, öğretiyor.