Yaptığı Çeşmenin Çinilerini Kendi Elleriyle Kırdı

Bursa’nın İznik ilçesinde, çini atölyesi sahibi Tamer Çandar, sponsoru olduğu çeşmenin üzerine kendi ismini yazdırınca, sosyal medyada çok sayıda tepki aldı. Bunun üzerine Çandar, kendi yaptığı el emeği çinileri kendi elleriyle kırdı.
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin "her ilçeye bir çeşme" projesi çerçevesinde İznik’e yapılan Osmanlı tarzı dört kurnalı çeşme, İznik çinileri ile süslendi. Çeşmenin çinilerine sponsor olan Çandar Çini Atölyesi, çeşmenin hemen altına ’Çandar Çeşmesi’ yazdı. Ancak, sosyal medyada başlayan isim tartışması büyüdü. Polemikler üzerine harekete geçen Çandar Çini Atölyesi’nin sahibi Tamer Çandar, dün Kılıçaslan Caddesi üzerinde bulunan çeşmeye gelerek üzerindeki bütün çinileri kırarak söktü.
Dört köşe plan üzerine inşa edilen ve üç yönünde hayat ağacı, lale ve lale-karanfil figürlerinden oluşan her biri 12 karodan müteşekkil çiniler, keski aletleri ile tek tek kırılarak yerinden söküldü. Vatandaşlar, olayı şaşkınlıkla seyderek, "Verilen onca emeğe yazık oldu" yorumunu yaptı.
Sosyal medyadaki konuşmaların yanlış ve yersiz olduğunu belirten Çandar, "Eski İznik Belediye Başkanı Kadri Eryilmaz döneminde sponsor olup Çandar ismiyle çeşmeyi yaptım. Bu dönem teklif üzerine tekrar sponsor olup yapmayi kabul ettim. İsim yazmamda mahzur olmadığı söylendi. İş bitiminde siyasi ve farklı çevreler tarafindan yanlış yorumlar yapıldı. Ben hiç bir zaman şehitlerimizin isimlerinin verilmesine karsı çıkmam, aksine arkasında dururum. Beni üzen ve yaralayan, kendini bilmez insanların Çandarlı ailesi hakkında ileri geri konuşmalarıdır. Eski İznikliler bu aileyi ve yaptıklarını çok iyi bilir. Bu tepkiler yüzünden çeşmenin çinilerini kırdım. Herkese hayırlı olsun. Bundan sonra Çandarli ailesi ve şahsım adına yazılacak yazılar için avukatım tarafından hukuki işlem baslatılacağını duyuruyorum" dedi.
Tamer Çandar, sülalesinin yetiştirdiği vezir-i azamlar Çandarlı Halil İbrahim Paşa ve oğlu Çandarlı Halil Paşa’nın Osmanlı Devleti’nin askeri ve idari teşkilatlanmasında büyük rol oynadıklarını hatırlatarak, "İstanbul’un fethi öncesindeki yaklaşık yüz yılın isimleriyle birlikte anılmasına yol açmış, İznik’in kuruluşunda da büyük bir rol oynamış bir aile hakkında sarf edilen hakaretvari sözler karşısında bu kararı aldım" dedi.