Ramazanda uzun süreli açlık ve özellikle akşam yemeğinin çok güçlü olması, reflüyü tetikleyebiliyor ya da var olan şikâyetlerde artışa yol açabiliyor.
En genel haliyle mide içeriğinin yemek borusuna, hatta ağza kadar gelmesi olarak tanımlanabilen reflü şikâyetleri özellikle Ramazan ayında daha da fazla oluyor. Yemek borusuyla mide arasındaki kapakçığın basıncının düşmesi ya da bu bölgede anatomik herhangi bir sorun olması en sık karşılaşılan reflü nedenlerindendir.
Yaşam kalitesini olumsuz etkileyen uzun vadede tedavi edilmediğinde kansere kadar ciddi rahatsızlıklara sebep olan reflü günümüzde basit ve risksiz bir cerrahi girişimle sona erdiriliyor.
Açık yöntemle yapılan reflü ameliyatı zor ve hasta içinde ağır bir ameliyat. Fakat günümüz şartlarında, kapalı reflü (laparoskopik) ameliyatı ile kusursuz bir şekilde tedavi edildiğini ve hastanın yaşam kalitesinin hızla arttığını belirtti. Op. Dr.Abdullah AKDAĞ; “Mide fıtığı ve beraberinde olan reflü hastalığı toplumda oldukça sık görülen ama önemsenmemesi ve az bilinmesi sebebi ile zamanında tanısı ve tedavisi yapılamayan mide hastalıklarındandır. Hastanın hayat kalitesinin düşmesine ve uzun dönemde yemek borusu kanserine sebep olan bu hastalık, artık günümüzde oldukça basit bir cerrahi girişimle iyileştiriliyor.”
Yaşam Kalitesini Arttıran Yöntem (Kapalı Reflü Cerrahisi)
Kapalı Reflü Cerrahisi(Laparoskopik yöntem); reflü tedavisinde günümüzde en çok kullanılan cerrahi yöntem olmakla birlikte hasta için en konforlu ve en kalıcı tedavi yoludur. Amaç mideden yemek borusuna asid kaçışının önlenmesidir. Reflü hastalarının %40 ’ında midenin fıtıklaşması da beraber bulunmaktadır. Reflü ameliyatında bu fıtık da düzeltilmektedir.
Bu yöntem ameliyat sonrası iyileşme süresini çok kısaltır, hastanın ağrısını çok azaltır, işe ve olağan yaşama dönüşü hızlandırır. Bu yöntemin en önemli avantajlarından biri de karın içinde başka bir hastalık veya problem varsa onu da rahatlıkla tespit edebiliriz. dedi.
Medical Park Uşak Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Abdullah AKDAĞ, özellikle Ramazan ayında reflü şikâyetlerinin artmasının sebepleri, buna karşı alınabilecek önlemler ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi:
Neler Ramazanda Reflü Şikâyetlerini Artırır?
• Uzun süre aç kaldıktan sonra iftarda fazla ve hızlı yemek yenmesi karın içi basıncını artırarak mide içeriğinin (safralı, asitli) yemek borusuna kaçmasına neden olabilir.
• Yemekte yağlı ve ağır yiyeceklerin tüketilmesi
• İftarda yemek yedikten sonra dinlenme amaçlı yatılması,
• Sahurda yemek yedikten çok kısa bir süre sonra tekrar yatılması
• Midede önceden var olan reflü hastalığı (daha önce kronik reflü şikâyeti olmayan bir insanın da ilk reflü şikâyeti Ramazan ayında ortaya çıkabilir.)
Op. Dr.Abdullah AKDAĞ;''Toplumun yüzde 25'i haftada iki ya da daha fazla reflü şikâyetleri yaşamaktadır'' dedi. Gelişmiş toplumlardaki beslenme sorunları ve obezite reflüyü tetiklemektedir. Reflü hastalığını arttıran sebepler arasında sigara, alkol ve kahve kullanımı, kilo fazlalığı ve beslenme alışkanlıklarındaki bozuklukların ilk sırada yer almaktadır.
Op. Dr. Abdullah AKDAĞ, Reflü hastalığı ile ilgili şikâyetlerin yalnızca yemek borusuyla sınırlı olmadığını belirterek, hastaların kulak burun boğaz, göğüs hastalıkları hatta ağız ve diş sağlığı ile ilgilide problemler yaşayabildiğini ifade etti.
Göğüste orta hat boyunca yanma ve ağızdan acı su gelmesi reflünün başlıca şikâyetleri olmakla birlikte ek olarak hastalarda midede şişkinlik hissi, ses kısıklığı, uzun süreli öksürük, boğazda gıcıklanma, yanma ve dolgunluk hissi de görülebilmektedir.
''Göğüs hastalıkları ve KBB bölümlerine başvuran bir grup hastada şikâyetlerin reflü ile ilişkili olduğu daha sonra yapılan tetkiklerle anlaşılmaktadır'' dedi.
Reflü Kansere Dönüşebilir
Reflü hastalığının, hastaların yaşam kalitesini olumsuz etkilediğini ve tedavi edilmeyen hastalarda uzun vadede ortaya çıkabilecek komplikasyonların riskli olabildiğine işaret eden Op. Dr. Abdullah AKDAĞ; ‘’Bunlar arasında yemek borusunda daralmalar ve yemek borusunun alt ucuna meydana gelebilecek hücresel değişikliktir.
Yemek borusunda olabilecek daralmalar, yutma güçlüğü olarak kendini gösterir. Yemek borusunun alt ucunda meydana gelebilecek değişmeler, uzun vadede kansere dönüşebilme potansiyeli taşır. Reflü hastalığı bu nedenle yalnızca şikâyetleriyle değil uzun vadede kanser riski nedeniyle de dikkate alınması ve iyi takibi gereken bir hastalıktır’’ dedi.
Reflü Nasıl Tedavi Edilir?
Reflü hastalığının tedavisi reflünün neden-nasıl geliştiği ile ilişkilidir. Bu nedenle tedavi seçenekleri hastaya ve hastalığın şiddetine göre değişmekte, basit diyetetik önlemlerden cerrahi tedaviye kadar geniş yelpazede ele alınmaktadır.
• Alkol alımı, sigara ve kafein kullanımı, çok kısa zamanda çok fazla kilo alımı gibi durum ve alışkanlıkları olan hastalarda bazen sadece bu alışkanlıkları bırakmak ya da durumu değiştirmek bile tümüyle şikâyetleri geçirebilir.
• Diğer tedavi yöntemi ilaçla tedavidir. Bu yöntemde reflüye sebep olan materyali daha zararsız hale getirmek amaçlanır.
• Ancak alınan önlemlere rağmen reflü atakları kontrol altına alınamıyorsa, anatomik soruna yönelik endoskopik ya da cerrahi tedaviler gündeme gelebilir.