İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Selahattin ÇAKIROĞLU; Böbreğe kan götüren damar stratejik bir öneme sahiptir. Bu atardamar daraldığı zaman böbreğe gelen kan azalır. Böbrek, tansiyonun düştüğünü sanıp zincirleme bir dizi olay başlatır. Bununla da kalmayıp beyne haber vererek kan basıncını yükseltmesini ister. Bütün bunlar damarları büzerek tansiyonun şiddetle yükselmesine yol açar. Çok sayıda ilaç kullandığı halde yüksek tansiyonun hipertansiyona dönüşmesinin en önemli nedenlerinden biri böbrek damarlarında daralma olmasıdır. Bu durumda böbrek damarının stent uygulanarak açılması bir yandan tansiyonun kontrol altına alınmasını öte yandan da böbrek hasarının azalmasını sağlamaktadır. Hastamız Duran Sunal’ın sağ böbrek damarına uygulanan stent ile tansiyonu normal değerlere inmiş, rutin kontrolleri devam etmektedir." dedi.
Böbrek damarına stent uygulamasını gerçekleştiren Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ali Cevat TANALP ise; “kontrol altına alınamayan hipertansiyonda önemli bir neden de renovasküler hipertansiyondur (böbrek atardamarındaki darlığa bağlı hipertansiyon ). Özellikle yaşlı hastalarda tedavi ile kontrol altında olan tansiyonun zamanla kontrol altına alınamaması böbrek atardamarında darlığa bağlı olabilir. Bu durumda çok sayıda ilacın beraber kullanılması bile hastanın tansiyonunun kontrol altına alınmasında yeterli olmayabilir. Çekilen böbrek damarı doppler ultrasonografisi ve böbrek damarı MR anjiyografisi tanı koymada yardımcı olabilir. Fakat kesin tanı klasik anjiyografi ile konulur. Renal arter darlıklarında uygulanan girişimsel işlemlerle hastaya stent takılabilir ve bu şekilde hastanın tansiyonu kontrol altına alınabilir” dedi. Duran Sunal’a renal anjiyografi operasyonu uygulayan Doç. Dr. Ali Cevat TANALP, sağ renalde yüzde 80 darlık tespit edildiğini dile getirdi. Bu bölgeye ( renal artere ) stent takıldığını belirten TANALP, stent sonrası hastanın tansiyonlarının normale döndüğünü ve sağlık durumunun iyiye gittiğini belirtti.
Rutin kontrolleri süren Duran SUNAL hastalığının teşhis ve tedavisinde büyük emek harcayan ve kendisi ile yakinen ilgilenen Uzm. Dr. Selahattin ÇAKIROĞLU ve Doç. Dr. Ali Cevat TANALP’e teşekkürlerini iletti.