Hızlı ve çarpık kentleşme, yoğun trafik ile kalitesiz yakıt kullanılması gibi etkenler havayı kirleterek alınan her nefes vücuda bir yandan zarar veriyor.
Medical Park Uşak Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Yüzüak, yaptığı açıklamada; “Hava kirliliği insan sağlığı üzerinde yarattığı etkiler kısa ve uzun vadeli olarak ikiye ayrılıyor. Kısa vadeli etkiler alerjik reaksiyonlar, gözlerin kaşınması, kızarması, hapşırma, öksürme gibi kalıcı olmayan etkiler ve hasar bırakma riski çok düşük. Uzun vadeli etkiler ise özellikle hava kirliliğinin yoğun ve sürekli olduğu bölgelerde yaşayan insanlarda solunum rahatsızlıklarından, bronşit, astım gibi, kalp hastalıklarına kadar pek çok ciddi rahatsızlığı beraberinde getiriyor. Soğuk havalar ve beraberinde artan hava kirliliği, özellikle astım hastaları için büyük tehlike oluşturuyor. Astımlılar, sabah ve akşam saatlerinde astım atakları yaşayabilir. Hava kirliliği hava yollarını tahriş ederek astımın ağırlaşmasına neden oluyor. Hava kirliliğinin yoğun olduğu yerlerde, çocuklardaki akciğer gelişimi geriliyor, bu da astım ve diğer solunum yolu hastalıklarının artmasına neden oluyor" dedi. Burunda yer alan ve havayı süzen mekanizmaların ağızda bulunmadığını bu nedenle nefes alınan organın büyük önem taşıdığına işaret eden Uzm. Dr. Murat Yüzüak, "Hasta veya sağlıklı da olsak doğru nefes almalıyız. Doğru nefes almak çok önemli, burnumuzdan alıp ağzımızdan vermeliyiz. Ağzımızdan alınan her nefes direkt akciğerlere gider ve bize zarar vermeye başlar. Burnumuzdan nefes alırken hava hem partiküllerden temizleniyor hem de ısınmış oluyor. Mutlaka ağız ve burun kısmını eşarp ya da kaşkolla kapatmamız gerekir. Mecbur kalmadıkça dışarı çıkmamak gerekir’’ dedi.