İstifa edin sayın rektör. Nereden mi, öncelikle Uşak Cezaevleri İzleme Komisyonu Başkanlığından istifa ediniz. Adiye mensuplarını da rahatlatınız. Haddinizi çok aştınız. Farkında değilseniz fark ettirmek bizim basın olarak görevimiz.Battınız. Sonra’da rektörlükten istifa ediniz. Yol bitti sayın rektör. Harç bitti, yapı paydos. Sizin rektörlüğünüz bu kadar, bilimselliğiniz bu kadar, ekibiniz bu kadar.
İstifa etmezseniz ne olur. Valla alırlar sayın rektör alırlar. Bu kadar işten sonra ya istifanızı alırlar ya da sizi oradan alırlar. Bu devlet o kadar da sahipsiz değil. Biliyorsunuz, üniversiteyi açtınız Aynı şehirde yaşadığınız vali gelmedi, başsavcı gelmedi, Belediye Başkanı gelmedi. İnanın bize eski Başsavcı Burhan Çobanoğlu bile gelemezdi açılışa. Zaten sizinle ilişkileriniz nedeniyle soruşturma geçiriyor biliyorsunuz. Sizin öğrencilerden zorla haraç toplama eylemini kapattığı iddiasıyla üstlerine hesap veriyor.Yine bildiğiniz gibi, Başbakan’ın yanında YÖK başkanı da üniversitemizin açılışına tebrik göndermedi. Halbuki bu işler devlet protokolünde rutin işlerdir. Bu makamların özel kalemlerinin otomatik olarak yaptıkları görevlerdendir. Özellikle YÖK başkanından tebrik gelmemesi sizi düşündürmelidir. Bunun anlamını biliyorsunuz değil mi? Devlet sizi çözdü. İşiniz bitti. Başbakan, YÖK Başkanı YÖK Başkanı ve ilde bu kurumları temsil edenler size lisanı hal ile diyorlar ki; pılını pırtını topla ve oradan git, biz seni tanımıyoruz. Bakalım ne yapacaksınız.
Bize öyle geliyor ki; bu alemde başını belaya sokmadığınız kişi ve kurum kalmadı. Baştan aşağı sorunsunuz. Rektörlük yapmak için bilgi ve görgünüzün olmaması bir yana, maiyetinizdeki bayan öğretim elamanlarına reva gördüğünüz söz ve muameleler ahlaki bir takım sorunlar yaşandığını da düşündürüyor bize.
Yeri gelmişken söyleyeyim. O üniversite Uşak’ın gözbebeğidir. Ne hanımızın ne de sizin özel çiftliğiniz değil. Eşiniz hanımefendiye lütfen söyleyin. Sevmediği insanlar yanından geçerken PİSLİK diye hakaret etmesin. Lütfen eşinizi ikaz ediniz. Bir bayana yakışmıyor. Hele rektör eşine hiç yakışmıyor. Bunu bana yapmıştı. Ulubey kanyonda. Uymadım tabii. Tanıklarım vardı.Yargı konusu yapacaktım. Daha sonra düşündüğümde kendime yakıştıramadım. Kazım Şen bir kadından şikayetçi oldu denmesi hoş olmayacaktı. Vazgeçtim. Herhalde hanımefendinin sinirlerinin bozuk olduğu bir güne denk geldik diye düşündüm. Üniversite hakkında yaptığım araştırmalar sırasında tespit ettim ki, hanımefendinin çoğu zaman sinirleri bozuk. Sevmediği kim varsa yanından geçerken PİSLİK diye laf atıyormuş. Söyleyin eşinize yapmasın bunu kimseye, hoş değil. Asalet ve zarafet makamdakilerin ağzına yakışmıyor. Neyse asıl konumuza dönelim, sayın rektör.
Duyurularımızı yaptık, henüz soru sormuştuk, haberimizi yayınlamamıştık. . Tekzip gönderdiniz. Daha haberi görmeden! Tekzibinizde diyorsunuz ki;
1)Yargıtay’da hakim satın almak için toplantı yaptığım.
2) Hakim satın almak için proje yapılandırdığım.
3) İddia olunan olayları deşifre ettiği söylenen memuru tehdit ve baskı altında tuttuğum.
4) Hakimler için rüşvet düşündüğüm
iddia edilmektedir, bu iddiaların tümü gerçek dışıdır. (Halbuki daha iddia edilmemişti. Şimdi edildi. Ayrıca hakim satın almak tabiri size ait biz etkilemek demiştik) Her zaman ki gibi doğru söylemiyorsunuz sayın rektör. Sizin söyledikleriniz gerçek dışı bence. Benim elimdeki belgelere göre siz doğru söylemiyorsunuz.
Bu haberi kişiliğinize saldırı olarak görmüş, ve bu haberle ilgili olarak tüm hukuki ve cezai müeyyidelerin uygulanması için gerekli hukuki yollara başvuracağınızın bilinmesini istemişsiniz. Halbuki haber daha çıkmamıştı. Şimdi çıktı. Bizde çok isteriz tüm hukuki yollara başvurmanızı. Tekzibiniz de yayınlamıyorum, şimdi hemen başvurun. Adliyenin yolunu size tarif edecektik ama, orada makamınız olduğu geldi aklımıza. Adres tarifine gerek yok yani. Yalnız bir şeyi unutmayın. Burhan bey gitti. Ona göre gidin o makama. Orada aile dostunuz değil de bir hukuk adamı ile karşılaşabilirsiniz!
Evet sayın rektör biz haberimizin doğru olduğu konusunda sabitiz. Tekzipte şu cümleniz çok hoş doğrusu “ hem şahsı mı hem de tüm yargı mensuplarını karalama çabalarıyla hareket edildiği açıktır” Pes doğrusu, hala yargı mensuplarına işaret çakmakta, şahsınızla yargı mensuplarını bir tutmaktasınız. Bizce bu bayat numaralardan vazgeçin. Bizim haberimizde yargı mensupları karalanmamaktadır. Yargı mensuplarını karalayan sizsiniz. Hakim etkilemek için rektörlük makamında toplantı, plan proje yapan sizsiniz. Bu konuda genel sekreterinizi harekete geçiren de sizsiniz. Şimdi bütün bunlar yargı makamları önüne gelecek., o işaret çaktığınız yargıçlar olayları inceleyecek ve karar verecek. Haberi yapan Kazım Şen mi, yoksa rektörlük makamını işgal eden zat mı yargı mensuplarını karaladı veya karalama çabasıyla hareket etti. Biz hiçbir zaman şerefli Türk yargıçlarına suç isnat etmedik. Yargıç satın almak için plan proje yapan ve memurunu görevlendiren rektör var dedik ve bunu haber yaptık. Yani sizi haber yaptık. Bu haberin amacı tüm yargıçları karalamak değildir. Bu haberin amacı rektörü de karalamak değildir. Bu haberin amacı Uşak Üniversitesinin başında yüksek yargıçları bile satın almaya kalkışacak kadar haddini aşan bir rektörün varlığını tüm ülkeye haber vermektir. Yani haberin amacı haberdir. Bu haberden dolayı sayın rektör kendini karalanmış hissediyorsa haklıdır. Hakikaten de böyle bir şey faillerin üstünde kara bir leke olarak durur. Ama www.usak.tv kendi kendini lekeleyenlerin üstündeki lekeden sorumlu tutulamaz. Biz lekeleme aracı değil lekeleri temizleme aracıyız. Basın demokratik bir toplumda bekçi köpeği rolü oynar. Biz görevimizi yapıyor, demokrasiyi bekliyoruz. Siz ne yapıyorsunuz. Aklın ve bilimin ışığında sloganını kullandığınız üniversitenizde odanızda, yakın arkadaşlarınızla hakim etkileme (sizin tabirinizle satın alma)projeleri yapıyorsunuz. Ayıp olmuyor mu? Ben şerefli Türk yargıçlarına zarar vermedim dil uzatmadım. Bunu yapan sizsiniz. Ayrıca her camiadan olduğu gibi yargıç camiasından da çürük elmalar çıkabilir. Etkilenenler olabilir. Rüşvet alan polis, asker, öğretim elmanı, tapu memuru vs. olduğu gibi, rüşvet alan, hatırla iş yapan yargıçta çıkabilir. Gazeteci Kazım Şen bunları yakalarsa onu da yazar. Herkes görevini yapacak. Ama burada konu rüşvet alan hatırla iş yapan yargıç değil ki; yargıçları etkileme projesi yapan ve onlara rüşvet dahil hediye düşünen rektör ve ekibi. Olayı anladığınızı zannediyorum sayın rektörüm. Yanlışı yapan, yargıçları bu anlamda gündeme getiren sizsiniz, biz değil.
İstifa edin sayın rektör. Nereden mi, öncelikle Uşak Cezaevleri İzleme Komisyonu başkanlığından istifa ediniz. Siz oraya yakışmıyorsunuz. Hiçbir adliye mensubu sizin o kapıdan girmenizi istemiyor.Adiye mensuplarını da rahatlatınız. Haddinizi çok aştınız. Farkında değilseniz fark ettirmek bizim basın olarak görevimiz.Battınız dibe vurdunuz. Daha aşağısı yok. Hemen derhal rektörlükten istifa ediniz. Yol bitti sayın rektör. Harç bitti, yapı paydos. Sizin rektörlüğünüz bu kadar, bilimselliğiniz bu kadar, ekibiniz bu kadar.
İstifa etmezseniz ne olur. Valla alırlar sayın rektör alırlar. Bu kadar işten sonra ya istifanızı alırlar ya da sizi oradan alırlar. Bizden söylemesi.