Uşak TV

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: "Türkiye Daha Güçlü Bir Ülke Ve Daha Zengin Bir Millet Olacak”

Güncel

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: "Türkiye Daha Güçlü Bir Ülke Ve Daha Zengin Bir Millet Olacak”

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, son yıllarda toplum olarak husumeti, dava açmayı, mahkemeleri seven bir millet haline gelindiğini ve mahkemelerin, hakimlerin artık bu yükü kaldıramadığını söyledi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Adalet Bakanlığı, Danıştay ve Yargıtay işbirliğinde, Özel Hukuk ve Ceza Hukuku ile İdari Uyuşmazlıklar Çerçevesinde Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yöntemleri Sempozyumu, Antalya başladı. Sempozyumun açılış oturumunda, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Adalet Bakanı Kenan İpek, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör ve Yargıtay Birinci Başkanı İsmail Rüştü Cirit birer konuşma yaptı.
Toplumların ortaya çıktığı ilk günden bu yana bakıldığında; nerede bir toplum varsa, orada öyle ya da böyle bir hukukun varlığından söz edebilineceğini söyleyen Hisarcıklıoğlu, "Gelişmiş ülkelerin bugünkü seviyelere ulaşmalarında, hukuk devleti kavramına sahip çıkmalarının payı büyüktür. En büyük siyasi ve iktisadi güce sahip ABD’de, Başkanların ekseriyeti hukukçular arasından çıkmaktadır. Çünkü hukuk nosyonuna sahip olmak, hem kamu idari yapısını, hem de insan ilişkilerini daha çabuk ve etkili şekilde anlamayı sağlıyor. Yine bakıyorsunuz, hukuk eğitimi, ABD’de en çok önem verilen eğitim konularının başında geliyor. Hukuk eğitimi almak başlı başına bir ayrıcalık olarak görülüyor" dedi.
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, "Esasında bizim geçmişimiz de benzer tecrübelere sahibiz. Fatih kanunnamesi, Osmanlı’nın ilk anayasası olarak, bölgesel bir krallıktan, imparatorluğa geçişin altyapısını hazırlamıştır. Sonrasında, Sultan Süleyman’a Kanuni sıfatını kazandıran kanunnameleri, Osmanlı’nın bir cihan devletine dönüşmesini sağladı. Yine bizim kültürümüze, inancımıza bakıyoruz. Mülkün temelinde adaletin olduğunu görüyoruz. O yüzden de adalet terazisinin dengesini korumaya mecburuz. Çok beğendiğim bir söz var. Adalet kutup yıldızı gibidir. Yerinde durur ve geri kalan her şey onun etrafında döner. Ülkemiz için de bizim temennimiz ve en büyük arzumuz, hukukun en iyi şekilde işlemesidir. Yine toplumların ortaya çıkışından itibaren, ekonomi ve hukuk hep birlikte var olmuştur. Birbirini tamamlamıştır. Öyle ki, bugün, birbirini devamlı etkileyen ayrılmaz iki olgu olarak, yaşamımızın parçası olmuşlardır. İyi işleyen bir hukuk sisteminin olmadığı yerde, bireylerin birbirlerine ve kurumlara karşı güveninden söz edemeyiz. Böyle bir ortamda huzur yoktur ve tabi ki sağlam bir ekonomiden de söz edilemez. Bu nedenle, huzurumuz ve güvenimiz için, güçlü bir ekonomiye sahip olmanın temel şartlarının başında; iyi işleyen bir hukuk sistemine sahip olmak gelmektedir" ifadelerini kullandı.
İş adamları için vaktin nakit olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, bu nedenle, özellikle ticari ihtilafların çözümünün hızlı, pratik ve güvenilir bir şekilde yapılmasının çok önemli olduğunu söyledi. Ticari uyuşmazlıkların adil bir çözüme ulaşmadığı bir ortamda; iş dünyası ya atacağı adımları güvensiz atmak zorunda kalacağını ya da bu adımları atmayarak mevcut durumunu koruyacağını bildiren Hisarcıklıoğlu, bunun bir sonucu olarak, ticaret ve ekonomik büyümenin olumsuz etkileneceğini, bu yüzden de iş dünyasının, ticari uyuşmazlıklarda alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin daha çok benimsendiğini söyleyerek şu ifadelere yer verdi:
"Hayata geçtiği andan itibaren tahkim ve arabuluculuk, iş dünyasının sıklıkla tercih ettiği yöntemler olmuştur. Günümüzdeki Oda sisteminin tarihi kökeni olan Ahilik ve Lonca sisteminde, tahkim ve arabuluculuğun var olduğunu görüyoruz. Ticari uyuşmazlıklar, Ahi Ocağında ve Lonca’da çözülürmüş. Tarihimizde, kültürümüzde var olan bu yöntemleri, bizler unutmuşuz. Ama batı ülkeleri sahip çıkıp, geliştirmiş. Esasında şimdi aslımıza dönmeye çalışıyoruz. Bu çerçevede, TOBB olarak; Ticaret ve Sanayi Odalarımızda arabuluculuk merkezleri oluşturmaya başladık. İstanbul Tahkim Merkezi’ni kurduk. Bugün aramızda bulunan duayen bir hukukçumuz Prof. Ziya Akıncı, merkezin başkanlığına seçildi. Ülkemizde alternatif uyuşmazlık yöntemlerinin kullanımı arttıkça, İstanbul bu coğrafyada uyuşmazlık çözüm merkezi haline gelecek.
Ülkemizde olduğu gibi komşu coğrafyamızda da tahkim ve arabuluculuk konusunda Türk iş dünyası olarak tecrübelerimizi paylaşıyoruz. Türk iş dünyasının başkanı olarak, Filistinli ve İsrailli iş adamları arasındaki anlaşmazlıkların çözümü için kurulan Kudüs Tahkim Merkezi’nin Başkanlığını yürütüyorum. Yine Lefkoşa Forumu çalışmalarımız kapsamında, Kıbrıs’ta Türk ve Rum iş dünyası arasında yaşanan anlaşmazlıkların çözümü için, Lefkoşa Tahkim Merkezi’nin kuruluş çalışmalarına devam ediyoruz".
Son yıllarda toplumun ne yazık ki, husumeti, dava açmayı, mahkemeleri seven bir millet haline geldiğini belirten TOBB Başkanı, "Uyuşmazlığın miktarı konusu ne olursa olsun, uzlaşma yerine mahkemeleri tercih eder hale geldik. Mahkemelerimiz, hakimlerimiz artık bu yükü kaldıramıyor. Ticaret Mahkemelerinde bir dava ortalama 311 gün, İş Mahkemelerinde 381 gün, Fikri ve Sinai Haklarda ise 425 gün sürüyor. Bu süreçte de herkes zarar görüyor. Bu nedenle, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin, diğer ülke uygulamaları da incelenerek çeşitlendirilmesi ve yaygınlaştırılması; uzlaşma kültürünü yaygınlaştıracağı gibi, yargının iş yükünü hafifletecektir. Özel sektör temsilcileri olarak bizler, her alanda olduğu gibi hukuk sistemimizle ilgili olarak da hükümetimiz ve kamu kurumlarımızla yakın çalışma içerisindeyiz. Bu kapsamda, Sayın Bakanımız ile olduğu gibi önceki Adalet Bakanlarımız ile de yakın çalışma içerisinde olduk. Nitekim birlikte çalışarak, yeni Ticaret Kanunu, yeni Borçlar Kanunu, Arabuluculuk Kanunu ve İstanbul Tahkim Merkezi Kanunu yürürlüğe girdi" dedi.
Yatırım Ortamı Mevzuatı ve Hukuksal Süreçler Komitesi (YOİKK) çalışmaları sonucunda, Bilirkişilik Kanun Tasarı Taslağı hazırlandığını açıklayan TOB Başkanı Hisarcıklıoğlu, "Yüksek Yargı Kararlarının yayınlanması kabul edildi. Artık, Yargıtay ve Danıştay kararları yayınlanmaya başlandı. Hukukun öngörülebilir olması da, bu tür çalışmalar sonrası mümkün olacaktır. Yüksek yargı kararlarının yayınlanması çalışmalarında emeği geçenlere bir vatandaş ve Türk özel sektörü adına teşekkür ediyorum. Hukuk sistemi iyi olan bir Türkiye, sadece kendi vatandaşlarının huzur ve güven içerisinde yaşadığı ülke olarak değil; aynı zamanda, ekonomik ve sosyal alanlarda bölge halkları için de çekim merkezi olacaktır. Politik riski düşük bir yatırım merkezi olacaktır. Zira ekmek ve su, yaşam için nasıl ihtiyaç ise, refah, zenginlik, demokrasi için de hukuk öyle bir ihtiyaçtır" ifadelerini kullandı.
Hisarcıklıoğlu açıklamasına şöyle devam etti: "Biz ekonomi alanında ne yaparsak yapalım, eğer bir hukuk devleti olmamızla ilgili sıkıntı yaşanıyorsa; bu başarıların hiçbiri kalıcı olmayacaktır. Eğer kurallar açık ve şeffaf değilse, davalar çok uzun sürüyorsa, bilirkişilik müessesesi ile ilgili ciddi sıkıntılar oluştuysa; kararlar tutarlı değilse, alt mahkeme ile üst mahkeme birbirinden tamamen farklı sonuçlara varabiliyorsa; bu iş dünyası açısından ve tabii ki ekonomi açısından son derece sıkıntılı bir tablo oluşturur. Yargının, mutlaka evrensel hukuk ilkeleri çerçevesinde; Anayasa, yasalar ve belki de daha önemlisi vicdan ile hareket etmesi gerekiyor. Yasaların bir dili var, bir de ruhu var. Onun için vicdan faktörü çok önemli. Biz evrensel hukuk normlarını baz alan bir sistem arzu ediyoruz. Anayasamızın kolay, anlaşılır, sade bir anayasa olmasını arzu ediyoruz. Yasalarımızın kısa, öz ve anlaşılır olmasını arzu ediyoruz. Bunun yanında, yargı sisteminin hem bağımsız hem tarafsız işlemesi gerektiğini söylüyoruz".
Bu konularda ne kadar başarılı olunursa demokrasinin ve ekonominin o kadar güçleneceğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin ileride daha güçlü bir ülke ve daha zengin bir millet olacağının altını çizdi.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.