15 gündür çok yoğun günler yaşadım.. Bunun en büyük sebebi ise Babamın sağlık sorunları oldu. Çok önemli bir haber için şehir dışındayken aldığım bir telefon ile acilen Uşak’a döndüm. Babam rahatsızlanmıştı. Yeğenim acilen Uşak Devlet Hastanesine getirmiş. Tedaviye başlanmış.. Eskiden Uşak’a ilk geldiği günlerini bildiğim bir doktor ilgilenmiş. Ama ne ilgilenme.. (Eminim ki tedavi ettiği daha doğrusu etmediği kişinin benim babam olduğunu bilseydi başında beklerdi.)
Bir yandan hastaneye gelip giderken bir yandan da elimizde birikmiş haber dosyalarını yayına hazırlamaya çalıştım. Bu sırada babamın başında bekleyen yeğenimden “dayı acele gel dedem gidiyor” telefonu ile hastaneye koştum. Hakikaten de durum çok kötüydü. Babam çok ağır bir mide kanaması geçiriyordu ve hemşireler doktora bile haber vermemişlerdi. Doktoru arar aramaz acilen hastaneye geldi.. Ama artık onun bir şeyler yapması için durum geç gibi görünüyordu. İzmir’e mi kaldıralım yoksa Medikal Park’a mı diye sorduğumuzda İzmir’e yetişmez cevabını aldık.. Peki bu hale gelene kadar ne yaptınız.? Kanamayı kesmeden durmadan kan vermişler.. Peki hastanede Gastrolog var mı yok.. Bir tane vardı onu da sağ olsun eski Sağlık Müdürü ali TAŞÇI kaçırttığı için istifa etmiş.. Neyse acilen babamı Medikal Park’a kaldırdık..
Babam hastaneye varır varmaz bütün hastane adeta seferber oldu.. Anında müdahale edildi. Acil de nöbetçi olan Gökay Çağrı ÖZTÜRK bir yandan müdahale ederken bir yandan da Dahiliye Uzmanı Ahmet Yıldırım ve Gastrolog Derya AKIN hastaneye çağrıldı. Yğun bakıma alınan babam’a yaklaşık 2 saatlik bir endoskopi yapıldı ve kanama durduruldu.. 4-5 gün yoğun bakımda kaldıktan sonrada 3-4 gün hastanede tutulup taburcu edildi. Dahiliye uzmanı Ahmet YILDIRIM tüm tetkikleri yapıp tüm tedavileri başarılı bir şekilde uyguladı. Sahip değişikliği olmadan önce yapılan birkaç yanlış deneyiyle eleştirdiğimiz ve Uşaklılar tarafından da eleştirilen hastane gerçekten mükemmel hale getirilmiş. Buradan Özellikle Genel Müdür Latif SEZGİN, Başhekim Ömer Faruk HAZAL’a Dahiliye Uzmanı Ahmet YILDIRIM’a ve Gastrolji uzmanı Derya AKIN’a çok teşekkür ediyorum.
Bu arada Ömer Faruk HAZAL ile yaptığımız bir telefon konuşmasına da değinmeden geçemeyeceğim. Ömer bey babamın yaşını sorduğunda “84” cevabını verdim.. Aldığım cevap ise oldukça ilginçti.. Ömer Bey “Eyvah!! Sende bu kadar yaşarsan yandık” esprisi yaptı.. Bu beni oldukça güldürdü..
Babamın hastalığı sırasında daha önce duyurduğumuz bir haberi ele alamadık.. Çünkü ince detaylı bir haberdi.. Sorumluluğumuzun bilincinde olduğumuz için işlerimizi de aksatmamaya sizlere haberlerimizi aktarmaya çalıştık. Bazı haberleri yaşama Allah’ın izni doktorların gayreti ile son anda yaşama döndürülen sevgili babam’ın başında beklerken yazabildim.. Bu arada Hilmi Alper Dosyası da biraz bekledi.. Evet şimdi babam sağlığına kavuştu.. Ve bende yarım kalmış dosyaları açmaya devam ediyorum.. Hepinize mutlu ve başarılı bir hafta diliyorum…