Uşak Barosuna bağlı bir grup avukat, Özel yetkili Erzurum Savcılarının yetkilerinin HSYK tartışmalarına katıldı. Basın açıklaması yapan avukatlar, hukukun oyuncak olmadığı üzerinde durarak, “Yargı darbesinin karşısındayız” mesajı verdi.
Özel yetkili Erzurum Savcılarının yetkilerinin HSYK tarafından alınması tartışmalarına Uşaklı avukatlar da katıldı. Adliye binası önünde basın açıklaması yapan avukatlar, “Hukuk hâkimlerin veya herhangi bir kurumun keyfine göre istediği yere çekilebilecek oyuncak değildir” vurgusu yaptı. Avukat Fahrettin Tuğrul tarafından okunan basın bildirisinde şu ifadeler yer aldı. “Bilindiği üzere ülkemizde son günlerde HSYKnın almış olduğu kararla ilgili birtakım tartışmalar yapılmaktadır. Uşak Barosuna bağlı avukatlar olarak görüşlerimizi bildirmek üzere bu açıklamayı yapma zorunluluğu doğmuştur. HSYK, özel yetkili Erzurum Savcılarının yetkilerini hiçbir hakkı olmadığı halde hukuka alenen aykırı bir biçimde ellerinden almıştır. Bu uygulama kabul edilemez Hukuk hâkimlerin veya herhangi bir kurumun keyfine göre istediği yere çekilebilecek oyuncak değildir” dedi.
“YASA AÇIK VE NET”
Yasanın tartışılmayacak kadar açık ve net olduğuna vurgu yapan Av. Tuğrul, CMKnın 251. maddesi, özel suç-görev suçu ayırımı yapmadan, "katalog suçlar" olarak nitelendirilen belirli suçlarda "soruşturma"yı özel yetkili savcıların yapacağını çok açık bir dille belirtmektedir. Bunun hiçbir istisnası yoktur. Yine aynı şekilde bugün hukuksuzluğu savunan Yargıtayın 5. Dairesi 2009/5 sayılı kararında İzmir Özel Yetkili iO. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı hakkında yapılan soruşturmada yetkinin İzmir özel yetkili savcının yapması gerektiğini açıkça ortaya koymuştur. Yargı dün dündür bugün bugündür mantığı ile hareket edemez. Dün ak dediğine bugün kara diyemez. Yargı bu tavırları ile güvenilirliğini yitirmektedir. HSYK sadece idari bir organdır. Yargı yetkisi kullanamaz. Devam etmekte olan bir davaya müdahale edemez. Bu Anayasal bir zorunluluktur. Aksi ise suçtur, yetki gaspıdır, hukuksuzluktur. HSYK, yürütülmekte olan soruşturmaya müdahale etmiş, doğrudan taraf olmuş, yetkisini aşmış, bağımsız yargının işleyişine engel olmuş, soruşturmanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve sonuçlandırılmasını tehlikeye sokmuştur. Yargının tarafsız ve bağımsız bir şekilde görevinin yapması engellenmiş, bu sürece dâhil olanlar görevlerinden alınmak suretiyle, diğer görevlilere açıkça gözdağı verilmiştir” ifadelerini kullandı.
“YARGI DARBESİNİN KARŞISINDAYIZ”
Toplumun ayakta kalabilmesini adalete olan güvenin sağlayabileceğine değinen ve bu güveni yıkmaya yönelik bu girişimlere hukukçular olarak karşı olduklarını deklere eden Tuğrul, “Biz hukukun yanındayız. Yargı darbesinin karşısındayız. Kimse demokratik bir hukuk devletinde ben yaptım oldu anlayışı ile hareket edemez. Bu sebeple Türk Milleti adına karar verdiklerini tüm kararlarına yazan ilgilileri, hukuka uygun davranmaya, hukuku ideolojik yaklaşımlarına alet etmemeye davet ediyoruz. Millet adına karar verebilecek en üst mercii Milletin Meclisi ve Milletin bizzat kendisidir. Bu kapsamda Derhal ve acilen Anayasa değişikliği yapılmak üzere harekete geçilmesini, gerekirse bu konuda hakemliği bizzat milletin kendisine havale edilmesini de TBMM den beklemekteyiz. Bu duygularla hepinize saygılarımızı sunarken, önemle hatırlatmak isteriz ki hukuk her zaman herkese lazımdır. Hukuk adına hukuksuzluğun gücünü kullananlara, mutlaka bir gün Hukukun gücü lazım olacaktır” diye sonlandırdı.