Uşak TV

Helikobakter Pilori Mikrobuna Dikkat

Güncel

Helikobakter Pilori Mikrobuna Dikkat

Türkiye Endoskopik ve Laparoskopik Cerrahi Derneği Başkanı ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emin Ersoy, Helikobakter Pilori (HP) mikrobunun midede gelişen ülser, gastrit ve kanserlerin önemli bir nedeni olduğu uyarısında bulundu.
Türkiye Endoskopik ve Laparoskopik Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Emin Ersoy, Helikobakter Pilori mikrobu hakkında bilgi verdi. Doktorlara midede yanma, ekşime, bulantı, kusma, erken doygunluk hissi, kansızlık, halsizlik gibi şikayetlerle başvuran hastaların yarısından fazlasında bu mikrobun saptandığına dikkat çeken Prof. Dr. Emin Ersoy, “Yapılan çalışmalarda mide ülserlerinin yüzde 70’inde, onikiparmak ülserlerinin yüzde 90’ında HP pozitif olarak saptanıyor” dedi.
Bir başka çalışmada ise yüzde 80’lik bir grupta HP mikrobu olmasına rağmen hiçbir şikayete neden olmadığını da belirten Ersoy, “Bu mikrobu midesinde taşıyan insanların mide iç duvarında zaman içerisinde hücresel değişiklikler oluyor. Önce gastrit (mide iltihabi), sonra ülser (yara) ve daha sonra da hücrelerdeki yapısal değişikliklerle ne yazık ki kanser gelişiyor. Mikrobun bulaşma şekli anneden çocuğa olabildiği gibi sebze ve meyvelerin iyi yıkanmaması, çatal, kaşık, bıçak ve diş fırçasının birkaç kişi tarafından kullanılması gibi ara faktörlerle ağız aracılığı ile de olabiliyor. Alınan mikrop mide ve onikiparmak bağırsağı iç cidarına sıkı sıkıya yapışarak yaşıyor ve bazen asit salgısını artırarak bu bölgenin yapısını bozarak herkeste sıkça rastlanılan mide barsak şikayetlerine neden oluyor” diye konuştu.
Ersoy, gelişmekte olan ülkelerde ortalama her on kişiden sekizinde HP mikrobu görülürken, gelişmiş ülkelerde ise bu oranın 4’e düştüğünü bildirdi.
“A GRUBU KANA SAHİP HP POZİTİF BİREYLERDE MİDE KANSERİ RİSKİ DAHA YÜKSEK”
Dünya Sağlık Örgütü WHO’ya göre HP mikrobunun kanser yapan mikroorganizma olarak kabul edildiğini vurgulayan Prof. Dr. Emin Ersoy, A grubu kana sahip HP pozitif bireylerde mide kanseri olma riskinin daha yüksek olduğuna da işaret etti. Hastalığa ilişkin tanının üre-nefes testi, kan testleri veya en güvenilir olarak mideden endoskopik olarak alınan biopsi örneğinde konulabileceğini kaydeden Prof. Dr. Ersoy, “Hastalığın tedavisi mide asidini azaltan ilaçlar ve bunlara ilave antibiyotiklerle yapılır. Tedavi 10 ila 14 gün sürer. Tedavi sonrasında hastanın şikayetlerinin düzelmesinin yanında endoskopik kontrollerle de teyid edilmesi gerekir. Toplumun büyük kesiminde hazımsızlık, ekşime, reflü hastalığı gibi belirtilerle başlayan bu mikrobik etki, zaman içerisinde ezbere kullanılan ve günübirlik tedavilerle geçiştirilen bir süreçte kansere dönebilen ciddi sonuçlarla kendini gösterebilir ki, buna özellikle dikkat çekmek isterim” diye konuştu.
“CERRAHİ İŞLEM GEREKMESİ DURUMUNDA LAPAROSKOPİK YÖNTEM ETKİLİ”
Türkiye Endoskopik ve Laparoskopik Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Emin Ersoy, HP mikrobuna bağlı mide kanseri gelişen vakalarda erken tanı durumunda tedavinin laparoskopik yani kapalı olarak yapılabileceğini ve bu cerrahi yöntem sayesinde hastaların çok kısa sürede gündelik yaşamlarına dönebileceğini belirtti. HP mikrobunun tedavi edilmediği dönemde mide ve barsak ülserlerinin önemli bir kısmının cerrahi olarak tedavi edilmesinin gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Ersoy, “Ülserler ancak delinirse ve kanarsa cerrahi olarak tedavi edilmektedir. Bu tedavilerin çoğu da laparoskopik olarak yapılabilmektedir. Sonuç olarak mide ve onikiparmak bağırsağının gastrit, ülser ve kanserlerinde HP mikrobunun önemi tartışılmaz durumdadır” dedi.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.