Uşak TV

Böbrek Taşı Ameliyatlarında Lazer Dönemi İle Kesi Olmadan Hızlı Tedavi Olmak Mümkün

Güncel

Böbrek Taşı Ameliyatlarında Lazer Dönemi İle Kesi Olmadan Hızlı Tedavi Olmak Mümkün

Medicana International Ankara Hastanesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Gürdal İnal, tüm hayatı boyunca erkeklerin yüzde 20, kadınların ise yüzde 10-15 oranında ihtimalle yaşadığı böbrek taşı sorununda tedavinin, gelişen lazer teknolojisi ile yapılan ameliyatlarla kesme işlemi olmadan çok daha zararsız, hızlı ve konforlu hale geldiğini söyledi.
Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Gürdal İnal, "Retrograd İntraRenal Cerrahi" adı verilen yöntem ile vücuda kesme işlemi olmaksızın idrar yolundan girilerek böbrekteki taşların yanı sıra idrar kanalındaki taşların da lazerle parçalandığını kaydetti. Ankara’da çok az merkezde uygulanan tedavi sonrasında hastaların çok kısa sürede normal yaşantısına geri dönebildiğini belirten Doç. Dr. Gürdal İnal, böbrek taşının yeri ve büyüklüğünün, ameliyatsız, şok dalgalarıyla taş kırma yöntemi olan ESWL tedavisine uygun olmadığı durumlarda ameliyat ihtiyacında bu kapalı cerrahi yöntemini uyguladıklarını aktardı.
EN SIK YAKINMA "YALANCI İDRAR" KONUSUNDA
Taş hastalığının, idrar yolu enfeksiyonları ve prostat hastalıklarından sonra ürolojide en sık görülen üçüncü hastalık olduğuna işaret eden Doç. Dr. İnal, cinsiyet ile iklimsel, ırksal, anatomik ve beslenmeye ilişkin bir takım faktörlerin etkili olduğu bu sorunda sıvı tüketimi azlığının çok büyük önem taşıdığını vurguladı. Taşların verdiği en önemli sıkıntının genelde belden kasıklara vuran şiddetli bir ağrı olduğunu ifade eden İnal, şöyle devam etti:
" En çok taş problemi 30 - 60 yaş arasında özellikle de erkeklerde görülüyor. Yine erkeklerde 5 yıl içinde tekrar taşla ilgili sıkıntı yaşama ihtimali yüzde 50’lerde. Bazı taşlar böbreğin içinde kalır ve çok fazla ağrı, sancı vermez. ’Sessiz’ dediğimiz bu taşlar bazen durdukları yerde yavaş yavaş böbreğe zarar vermeye başlarlar ya da basit tedavi yöntemlerini taş çok büyürse uygulayamaz duruma geliriz. Ağrı için taşın, böbrekten hareketlenip idrar kanalında düşmeye yönelik bir harekette bulunması gerekir. Bu ağrılarla birlikte idrarda kanama olabilir. Sık sık tuvalete gitme ihtiyacı hissedebilirler ki buna ’yalancı idrar’ diyoruz. Hasta sıkışmış olduğunu hisseder, tuvalete gider ama idrarını yapamadığına ilişkin şikayetle gelebilir"
“RİSKİ AZALTMAK SIVI TÜKETİMİYLE MÜMKÜN”
Sıvı tüketiminin taş hastalıklarından korunmada çok önemli olduğunun altını çizen İnal, "Bununla günlük idrar miktarını 800 mililitreden bin 600- bin 700 mililitreye çıkardığınız zaman böbrek taşı oluşumunu yüzde 80 ihtimalle azaltırsınız" diye konuştu.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.