AK PARTİ MİLLETVEKİLLERİ VE İL BAŞKANI NE YAPMALI?

          “AK Partide rekabetsiz demokrasiyi kim dert  edinecek?” başlıklı yazımıza  gelen tepkilerden yazımızın izaha muhtaç olduğunu anladık.

            Bir okurumuz “milletvekilleri ya da il başkanı ne yaparlarsa rekabetsiz demokrasiyi dert edinmiş olurlar ya da sizce ne yapmalılar?” diye soruyor .

            Biz de bu okurumuza cevap verirken yazımıza  açıklık getirmiş olalım.

Birinci olarak şu tespiti yapmamız gerekiyor .  Milletvekillerimizin ve il başkanının geçmiş ile ilgili verecek

leri bir hesabı ya da veballeri yoktur.

Ancak gelecek ile ilgili sorumlulukları vardır.

            Gelecek ile ilgili sorumluluklarının en başında da partide rekabeti diriltmek ve sürdürülebilir hale getirmek yer alır. 

            Milletvekilleri ve il başkanı partililerin ortak vicdanı olmak zorundadır.

            Rekabet nasıl dirilir?

            Ve niye dirilmelidir?

            Şu veya bu sebeple yıllardır il- ilçe yönetimleri 10-15 ,30-40 kişilik grup içerisinde dolanıp durmaktadır.

            400 ile 13000 arasındaki ilçe üyeleri bir şekilde karar alma mekanizmasına dahil edilmelidir.

            Bu grupların dışındakiler bir dönem boyunca milletvekilini veya il başkanını gazete ya da internetten tanımaktadırlar.

            10-15 ,30-40 kişilik grupların aldığı kararlar ; hesaplar zamanla kişiselleştiği için ekseri karar mekanizması dışında kalan diğer partililerin kanaatlerine  ters olmaktadır.

            Yani grupların kararları partililerin kararlarıyla paralellik arz etmemektedir.

            Özellikle geçtiğimiz yerel seçimlerde bunun açık örnekleri yaşanmıştır.

            Seçimden önce feryat eden partililer ne ilçelerde ne de ilde bu grupları ve gruplar arası duvarları aşıp sesini duyuracak muhatap bulamamıştır.

            Yani onlar seçimi kaybedeceklerini bildiler ancak meram anlatacak kişi ya da anlatılacak ortam bulamadılar.

            Çünkü partide o kanallar kapalıydı.

            İşte o kanal rekabet ortamını sağlayarak açılır.

            Netice olarak da il başkanı da , partide, milletvekili de kazançlı çıkar.

            Kaybeden ise rekabeti ve şeffaflığı sevmeyen gruplar olur.

            Milletvekilleri,il başkanı   ilçelerde  üyelerle yılda en az bir defa olsun bir araya gelmeli ve orada rekabete açıklığı dile getirmeli ve bunun garantisi olduğuna ikna etmelidir.

            Yerel seçimlerde aday adaylığı zenginliği olabilmesi için gerekli tedbir alınmalı.

            Aday adaylığı teşvik edilirse rekabeti sevmeyen gruplar zaman içerisinde barınacak ortam bulamaz.

            Yönetimi ele geçirmiş gruplar bir adaya angaje olup başkalarının aday adayı olmaması için her türlü psikolojik baskıya başvurdular ve bugüne kadar başarılı oldular.

            Ancak onların başarısı partinin başarısızlığı olmaktadır.

            Aday adaylarına parti üyelerine karşı kendini ifade etmek hakkı  tanınmalı ve onların tercihleri alınıp ; neticesine göre aday ilan edilmeli.

            Netice olarak parti kararları ve yönetimleri dar gruplardan kurtarılıp parti üyelerine tam açık hale getirilmelidir.

Hiçbir anket üye sayısı kadar derin , anlamlı ve gerçekçi olamaz.

Partiler için en sağlıklı nabız grupların değil üyelerin nabzıdır.

            Bu konuda genel merkezi ikna etmek de milletvekili  ve il başkanının sorumluluklarındandır .